KARARLAR

AYM'nin 2019/11137 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA DOĞAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/11137)

 

Karar Tarihi: 16/11/2022

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Yüksel GÜNARSLAN

Başvurucu

:

Mustafa DOĞAN

Vekili

:

Av. Tuncay AKÇADAĞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza davasında cezayı azaltabilecek ya da ortadan kaldırabilecek bir olgunun araştırılması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Komisyon, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan ilkelere ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

3. Pazarcık Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ağır vasıtalara ait dorselerin şasi numaralarını değiştirerek ya da parçalayarak piyasaya süren bir kısım şüpheli hakkında soruşturma işlemlerine başlanmıştır. Başvurucunun da sonradan dâhil edildiği soruşturmaya ilişkin evrak, fezleke ekinde Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) gönderilmiştir.

4. Başsavcılık, başvurucunun suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, resmî belgede sahtecilik ve kamu kurumları ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talebiyle 20/3/2012 tarihli iddianameyi düzenlemiştir. İddianamede -diğer isnatların yanı sıra- başvurucunun şüphelilerden M.C. ile birlikte müşteki A.S.ye şasi numarası change (çenç) yöntemiyle değiştirilen 46 ... 576 plaka sayılı dorseyi 24/5/2010 tarihinde sattığı ileri sürülmüştür.

5. Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından söz konusu dorsenin sağ şasi kolonunun orta yüzeyinde bulunan ve “NP ... 68” harf ve rakamlarından oluşan şasi numarası üzerinde inceleme yapılarak ekspertiz raporu düzenlenmiştir. Anılan raporda orijinal şasi numarasına ait karakterlerin kazınarak yok edilmesinden sonra mevcut numaranın bulunduğu bölgeye sonradan düzensiz olarak vurulduğunun görüldüğü ve değişikliğin -ilk bakışta dikkati çekmeyeceğinden cihetle- aldatma kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir.

6. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) E.2012/92 sırasına kaydedilerek görülmeye başlanmıştır. Başvurucu yargılamanın 7/6/2012 tarihli ilk celsesinde yaptığı savunmasında isnat edilen tüm suçlamaları reddetmiştir.

7. Yargılamanın 27/12/2012 tarihli üçüncü celsesinde başvurucu müdafii şasi numarasının change yöntemiyle değiştirildiği ileri sürülen dorsenin D.D. unvanlı firmadan fatura karşılığında satın alındığını beyan ederek D.D. Nakliyat ve İnşaat Ticaret Limited Şirketi tarafından düzenlenmiş 20/5/2010 tarihli ve 099118 numaralı faturanın bir suretini Mahkemeye sunmuştur. Anılan fatura suretinde belirtilen şasi numarası ile başvurucunun sahtecilik yapmak suretiyle dorseye monte ettiği ileri sürülen şasi numarasının aynı olduğu anlaşılmıştır.

8. Başvurucu müdafii yargılamanın 18/12/2013 tarihli yedinci celsesinde 46 ... 576 plaka sayılı dorseye ait fatura dip koçanının araştırılmasını talep etmiştir. Mahkeme fatura araştırması talebinin dosya kapsamı incelendikten sonra bir sonraki celse değerlendirmesine karar vererek duruşmayı 24/2/2014 tarihine ertelemiştir. Bir sonraki celseye ait Duruşma Tutanağı'nda anılan talebin değerlendirildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir.

9. Yargılamanın 29/3/2017 tarihli 24. celsesinde iddia makamınca esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Başvurucu müdafii, mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre talebinde bulunmuştur. Mahkeme, başvurucu müdafiinin süre talebinin kabulü ile duruşmanın 7/7/2017 tarihine ertelenmesine karar vermiştir.

10. Başvurucu müdafii, yargılamanın 7/7/2017 tarihli 25. celsesi öncesinde esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanlarını yazılı olarak Mahkemeye sunmuştur. Başvurucu müdafii ayrıca söz konusu celsede yargılamanın başından beri talep ettiği tevsii tahkikat taleplerinin dikkate alınmasını talep etmiştir. Mahkeme heyet değişikliği nedeniyle dosyanın incelemeye alınarak tevsii tahkikat taleplerinin bir sonraki celsede değerlendirilmesine karar vermiş ve duruşmayı 12/10/2017 tarihine ertelemiştir.

11. Başvurucu müdafii 12/10/2017 tarihli 26. celsede daha önce ibraz ettiği faturaya ait dip koçanının ilgili şirketten getirtilmesini talep etmiştir. Mahkeme dosyadaki mevcut delil durumuna nazaran anılan talebin reddine karar vermiştir.

12. Yargılamanın 27/10/2017 tarihli son celsesinde hüküm açıklanmıştır. Mahkeme, başvurucunun müşteki A.S.ye şasi numarası değiştirilen dorseyi satma eylemine istinaden resmî belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkûmiyetine karar vermiştir. Öte yandan Mahkeme, başvurucunun suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve diğer mağdurlara yönelik olarak resmî belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından beraatine karar vermiştir.

13. Derece mahkemesi gerekçeli kararının ilgili kısmı şöyledir:

"Suça konu olan dorse trafik tescil kaydında mağdur [A.S.nin] yetkilisi olduğu [A.S.] Petrol Ürünleri İnşaat Nakliyat Tic. Ltd. Şti adına kayıtlıdır, dorsenin plakası 46 [...] 576'dır, trafik sicilinde haciz, yakalama ve benzeri herhangi bir şerh yoktur, Bu dorsenin markası [D.] olup 2010 modeldir, rengi beyaz olup şasi no ise NP[...]68'dir. Müştekinin alınan ifadesinde bu dorseyi sanık Mustafa Doğan'dan satın aldığını belirtmiştir. Kriminal incelemede şasi numarasının sahte olduğu, orijinal numara silindikten sonra bu numaranın üzerine sonradan vurulduğu tespit edilmiştir. Bu satış noter aracılığıyla yapılmıştır. Dosyada alınan beyanlar, iletişimin dinlenmesi kayıtları ve raporlar ışığında bu olay şu şekilde meydana gelmiştir;

Müşteki [A.S.de] bulunan ve yukarıda 2 nolu olayda bahsedilen dorsenin çenç olduğunun anlaşılması ve kolluk ekibi tarafından 27 [...] 542 plaka sayılı dorseye el konulması sonrasında müştekinin beyanının alındığı, müşteki, 46 [...] 576 plaka sayılı dorseyi de sanık [M.C.] ile arkadaş olan sanık Mustafa Doğan'dan satın aldığını, bu dorsenin de arkasında [G.] yazılı tampon olduğunu, yani bu dorsenin de [G.] tarafından tadilat gördüğünü, bu dorsenin de çenç edilmiş olabileceğini söylemesi üzerine kolluk ekibi tarafından bu dorsenin de incelenmek üzere kriminal laboratuvarına gönderildiği ve yapılan tespitte dorsenin şasi no değiştirilerek çenç edilmiş olduğunun bildirildiği,

 [...]

Sanıklardan [M.C.nin] yargılama sırasında alınan ilk ifadesinde 46 [...] 576 plaka sayılı dorseyi sanık Mustafa Doğan adına Konya'dan sadece [şasisini] aldıklarını, fatura ile aldıkları bu dorsenin [şasi] haricindeki tüm kısımlarını kendisinin yaptığını, dorsenin lastiklerini sanık [Me.Co.nun] temin ettiğini, bu dorsenin işlemlerini daha sonra Kahramanmaraş Trafik Tescil Şube Müdürlüğünde yaptırdıklarını, eğer bir sahtecilik olsaydı bu işlemler yapılamayacağını belirttiği, sanık [M.C.nin] 12/10/2010 günü alınan ifadesinde ise bu dorseyi [şasi] olarak satın aldığını, sanık [Me.Co.] [şasi] olarak alınan bu dorseyi kendi iş yerine, yani [G.ye] getirdiğini, dorsenin lastiklerinin başka bir yerden geldiğini, dorsenin üst kısmını yani damper yerini ise iş yerinde yaptıklarını belirterek sadece şasi olarak alınan dorsede değişikliklerin kendisi tarafından yapıldığını belirttiği, sanık Mustafa Doğan'ın alınan beyanında bu dorsenin alımında kendisinin bulunmadığını, dorseyi müştekiye satmadığını, bu nedenle üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirttiği, müştekinin alınan beyanında ise dorseyi Mustafa Doğan'dan satın aldığını belirttiği,

Dosyanın sanıklarından [M.A.nın] alınan ifadesinde her ne kadar markasını karıştırmış olsa da bu dorsenin de çenç yapıldığını belirttiği, ifadesinde müştekiye verilen dorsede değişiklik yapıldıktan sonra 2009 model olarak müştekiye satıldığını belirttiği,

Dosya kapsamında alınan ifadeler ve kriminal rapor dikkate alındığında sanıklar [M.C.] ve Mustafa Doğan'ın sadece şasi olarak aldıkları, muhtemelen hurda olan bu dorsenin üst kısmını, yani tekne kısmını yapıp şasi numarasını trafiğe tescilli, muhtemelen çalıntı bir dorseninki ile değiştirerek yeni bir ruhsat ile müştekiye sattıkları, bu şekilde üzerlerine atılı resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri anlaşılmakla ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiştir."

14. Başvurucu müdafiinin istinaf talebi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi (Daire) tarafından esastan reddedilmiş ve mahkûmiyet hükmü bu suretle 5/3/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

15. Başvurucu, nihai hükmü 26/3/2019 tarihinde öğrendikten sonra 3/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

16. Başvurucu; yargılamaya konu dorseyi change yöntemiyle değiştirildiği ileri sürülen şasi numarası ile satın aldığını, buna ilişkin faturayı Mahkemeye ibraz ettiğini, kriminal ekspertiz raporunda sahteciliğin aldatıcılık özelliği olduğunun belirtilmesi karşısında satın aldığı dorsenin şasi numarasının değiştirildiğini bilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek masumiyetini kanıtlayan faturaya ilişkin araştırma taleplerinin reddedilmesi ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edilmesinden yakınmıştır.

17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvuruda, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

18. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddiada bulunma, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

19. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "... ile adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkelerin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkelere uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması olanaklı değildir (Ruhşen Mahmutoğlu, B. No: 2015/22, 15/1/2020, § 56).

20. Ceza davasında ulaşılması hedeflenen temel amaç, maddi gerçeğin adil yargılanma hakkına uygun olarak ortaya çıkarılmasıdır. Çelişmeli yargılama ilkesi, bu amacın gerçekleştirilmesinin en önemli unsurlarındandır. Anılan ilke taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla ceza davalarında mahkemenin kararını etkilemek amacıyla dosyaya sunulan görüş ve delillerden sanığın haberdar olmasına, bunlara karşı etkili bir şekilde karşı çıkmasına fırsat verilmesi gerekir (Tahir Gökatalay, B. No: 2013/1780, 20/3/2014, § 25; Cezair Akgül, B. No: 2014/10634, 26/10/2016, §§ 27-31).

21. Çelişmeli yargılamanın bir amacı da dosyaya bir görüşün/talebin girmesini sağlamakla sınırlı olmayıp onun mahkemece dikkate alınarak bir sonuca ulaşılmasını sağlamaktır. Çelişmeli yargılama ilkesi, sanığın aleyhindeki delillerin çelişmeli bir usul ile mahkemeye sunulmasını ve sadece tanık beyanlarının değil diğer delillerin de tartışılmasını gerektirir. Böylelikle sanıklar delilin davayla ilgisini ve ağırlığını değerlendirerek güvenirliği hususundaki iddialarını ve itirazlarını dile getirebilecektir (Cezair Akgül, § 28).

22. Taraflar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanmasını amaçlayan silahların eşitliği ilkesi ise davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

23. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye aittir. Bu konuda değerlendirme yapmak Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Bununla birlikte yargılamada adil yargılama hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine gerektiği ölçüde riayet edilip edilmediği Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır. Anılan ilkeler kapsamında yapılacak incelemede, delillere ilişkin olarak iddia ve savunma makamı arasında oluşturulan dengesizlik iddialarının da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi gerekir. Özellikle sanığın kendisinin elde etme olanağı bulunmayan deliller bakımından yargı makamlarınca savunmaya bunların aksini ortaya koyma hususunda makul imkânların sunulması gerekir (Ruhşen Mahmutoğlu, § 60).

24. Somut olayda, başvurucuya isnat edilen ve mahkûmiyetine esas alınan eylem 46 ... 576 plaka sayılı dorsenin şasi numarasının “NP ... 68” olarak değiştirildikten sonra müştekiye satılarak menfaat elde edilmesidir. Başvurucu savunmalarında söz konusu şasi numarası değişikliğini kendisinin yapmadığını, dorseyi fatura karşılığı satın aldığını ve satın aldığı sırada üzerinde bulunan şasi numarası ile değiştirildiği (sahte olduğu) ileri sürülen numaranın aynı olduğunu beyan etmiştir. Başvurucu, savunmasını doğrulamak amacıyla 20/5/2010 tarihli ve 099118 numaralı faturanın bir suretini Mahkemeye sunmuştur (bkz. § 7). Söz konusu fatura suretinde belirtilen şasi numarası ile başvurucunun sahtecilik yapmak suretiyle dorseye monte ettiği ileri sürülen şasi numaranın aynı olduğu görülmüştür.

25. Başvurucu, savunmasını destekleyen faturaya ilişkin olarak gerekli araştırmanın yapılmasını ve bu kapsamda ilgili firmadan faturaya ait dip koçanlarının getirtilmesini müteaddit defa talep etmiştir. Başvurucunun bu yöndeki taleplerine ilişkin olarak yapılması gereken değerlendirme Mahkeme tarafından uzunca bir süre ertelenmiş ve nihayetinde yeterli gerekçe sunulmadan reddedilmiştir (bkz. §§ 8, 10, 11). Gerekçeli kararda da başvurucunun savunmasının esasını oluşturan söz konusu delile ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.

26. Başvurucu, istinaf dilekçesinde de dava dosyasına sunduğu ve sahte olduğu ileri sürülen şasi numarasının dorseyi satın aldığı tarihteki numara ile aynı olduğunu gösteren faturanın hiçbir aşamada incelenmediğini ileri sürmüştür. Buna rağmen Daire başvurucunun anılan faturaya ilişkin savunmasına dair herhangi bir değerlendirme yapmadan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

27. Mahkemece dava konusu sahtecilik işleminin söz konusu dorsenin başvurucu tarafından satın alındığı tarihten önce gerçekleştirildiği yönündeki savunma ve başvurucunun bu savunmayı desteklemek üzere dosyaya sunduğu faturaya ilişkin herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Keza başvurucunun davaya konu dorseyi şasi numarası değiştirilmiş olarak satın aldığı ve bu durumdan haberi olmaksızın müştekiye sattığı iddiası da gerekçeli kararda tartışılmamıştır. Mahkeme savunmanın ileri sürdüğü bu argümanlarla ilgili olarak araştırma ve inceleme yapılmamasına gerekçe olarak dosyadaki mevcut delil durumunu göstermiştir. Somut olayda, Mahkemenin mahkûmiyete gerekçe gösterdiği olguların varlığı yönünden sadece müştekinin beyanlarını ve iddia makamının gösterdiği delilleri dikkate alması, buna karşılık başvurucunun aynı olguların aksini ispat için gösterdiği delillerle ilgili inceleme ve araştırma yapmaması başvurucuyu müşteki ve iddia makamı karşısında önemli ölçüde dezavantajlı konuma düşürmüştür. Bu koşullarda Mahkemece izlenen yöntemin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin gereklerine uygun olmadığı, başvurucunun menfaatlerini koruyan güvenceler içermediği açıktır. Bu durum, yargılamanın bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkmasına neden olmuştur.

28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

29. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve miktar belirtmeksizin maddi tazminat talebinde bulunmuştur.

30. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

31. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2012/92, K.2017/197) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.