MAKALE

AVUKATIN MAZERETİNİN REDDİ İLE DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNİN İSTİNAF KARARI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Abone Ol

İNCELENEN KARAR

T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HD. 2022/2474E.,2023/3049K., 01.11.2023T.

İNCELENEN KARARA KONU OLAYIN ÖZETİ

Davacı borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; müvekkili hakkında İstanbul 37. İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı dosyasında kambiyo takibi yapıldığını, yetkili icra müdürlüğü Büyükçekmece İcra Müdürlükleri olduğundan yetkiye itiraz ettiklerini, çeklerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi borcu da bulunmadığını ileri sürerek itirazlarının kabulü ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı alacaklı vekili cevabında; keşide yeri İstanbul olan çekler yönünden yetki itirazının yerinde olmadığını, imza itirazı hususunda İcra Ceza Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda imzanın şirkte yetkililerine ait olduğunun bildirildiğini ve yargılamanın devam ettiğini, dolandırıcılık suçundan savcılığa şikayette bulunduklarını, çeklerin vadeli olup keşide tarihinden çok önce müvekkiline verildiğini, bu nedenle itirazın kötü niyetli olduğunu savunarak reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

YEREL MAHKEMENİN DAVA KONUSU OLAYI ÇÖZÜMLEMESİ

Mahkemece; her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de takibe konu edilen çeklerin keşide yeri İstanbul olduğundan İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu anlaşıldığından borçlunun yetki itirazının reddine karar verildiği, davacı tarafın imzaya ve borca itirazları bağlamında ise; 14.06.2021 tarihli duruşmada davacı vekilinin yer aldığı ve İstanbul 29. İcra Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkere akıbetinin sorulmasına dair ara karar kurularak duruşmanın 11.10.2021 tarihine bırakıldığı ve duruşma tutanağından bir suretin davacı vekiline verildiği, celse arasında davacı tarafın vekillerini azlettiğine dair azilnamenin sunulduğu, vekilini azleden tarafın duruşmayı takip yükümlülüğünün bulunduğu, ancak 11.10.2021 tarihli celsede davacının ya da vekilinin yer almadığı anlaşıldığından HMK 150 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, akabinde 28.10.2021 tarihinde davacı vekilince dosyanın işleme konulması talebinde bulunduğu ve dosyanın yeniden işleme konulduğu, duruşma zamanının da 21.02.2022 günü saat 11:20 olarak belirlendiği ve bu yenileme tensip tutanağının taraf vekillerine tebliğ edildiği, 21.02.2022 tarihli duruşmada davacı vekilinin yer aldığı davalı vekilinin de mazeret dilekçesi sunarak yer almadığı ve bu duruşmada mazeretin son kez kabulüne karar verilerek, önümüzdeki celse mazeret kabul edilmeyeceğinin taraf vekillerine ihtarı ile duruşmanın 18.04.2022 tarihine bırakılmasına karar verildiği, duruşma tutanağının davalı vekiline tebliğ edildiği, ancak 18.04.2022 tarihli duruşmada davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunarak yer almadığının anlaşılması üzerine 21.02.2022 tarihli celsede davacı vekilinin yer aldığı ve bu celsede 18.04.2022 tarihli duruşma için mazeret kabul edilmeyeceğinin ihtar edildiği, imza örneklerinin toplandığı ve dosyanın tekemmül etmiş olması nedeni ile davacı vekilinin mazeretinin reddine karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunarak mazereti reddolunan davacı vekilinin duruşmada yer almaması, davalı vekilinin de yargılamaya katılmaması karşısında ilk işlemden kaldırılmadan sonra yenilenen ve ikinci kez takipsiz, işlemsiz bırakılan dava hakkında HMK 316/g ve HMK 320/4 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Bunun üzerine davacı vekilince verilen yerel mahkeme kararına karşı süresinde aleyhe istinaf kanun yoluna gidilerek, özetle; vekilin azlinin ardından verilen ilk işlemden kaldırma kararı sonrasında yenilenen dosyada, ilk celsede vekillerinin duruşmaya katıldığını, bu celsede bir sonraki celse için mazeret kabul edilmeyeceği bildirilmiş ise de 13/04/2022 tarihinde Büyükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/… Esas sayılı dosyasından aynı duruşma günü için ön inceleme duruşma davetiyesi gönderildiğini, ilgili dosya gerekçe gösterilerek e-duruşma talebi sunulduğunu, herhangi bir teknik aksaklık halinde ise mazeretli sayılma talep ettiklerini, ancak mahkemece duruşma günü e-duruşma taleplerinin reddedilmesi nedeni ile başka vekil de tevkil edemediklerini, itirazlarının sürüncemede bırakılmasının söz konusu olmadığını, bir sonraki celsedeki mazeretlerinin haklı olup olmayacağının bir önceki celse bilinemeyeceğini ileri sürerek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.

ÜST MAHKEMENİN DAVA KONUSU OLAYI ÇÖZÜMLEMESİ

-Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince Verilen Kaldırma Kararı

Borçlu vekilinin mazeret dilekçesinde duruşmaya katılmama gerekçesi yer almakla birlikte bir önceki celse mazeret sunan tarafın alacaklı vekili olduğu dikkate alındığında davacı borçlu tarafın davanın sürüncemede kalmasında kural olarak menfaati bulunmadığı kaldı ki daha sonra dile getirilecek mazeretlerin haklı olup olmadığı önceki aşamada bilinemeyeceğinden, sunulacak mazeretlerin reddedileceğine dair ara karar kurulmasının doğru olmadığı ile açıklanan nedenlerle davacı borçlu vekilinin geçerli bir özrü bulunmasına karşın yetersiz gerekçe ile mazeret dilekçesinin reddi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, itirazın yeniden görülmesi için istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

KARARA KONU OLAYIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Davaya konu uyuşmazlığa bakıldığında işbu uyuşmazlığın esasen HMK m.320/4 ile HMK m.150 hükümleri çerçevesinde toplandığı görülmektedir. Esas numarası yazılı dosyada, davacı asilin eski vekili azletmesi sebebiyle işlemden kaldırılmış ve dosyanın yeniden işleme konulması talebi sonucunda yeniden işleme konularak tensip düzenlenmiş ve duruşmanın 21/02/2022 gününe bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. İşbu kararın taraflara tebliği sonucu yeniden işleme konulan dosyada ilk celseye davacı vekili katılmış, işbu celsede duruşma günü verilerek bir sonraki celse mazeret kabul edilmeyeceği yönünde ara karar kurularak 18/04/2022 tarihine duruşma günü verilmiştir. Yine vekil sıfatıyla takip edilen başkaca bir dosya olan Büyükçekmece 6.Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/…Esas sayılı dosyanın ön inceleme duruşma davetiyesi vekile 13/04/2022 tarihinde e-tebligat vasıtasıyla tebliğ edilerek 18/04/2022 09.50 saatli tarihe re'sen ön inceleme duruşma günü verilmiştir. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak davacı vekilince, 15/04/2022 tarihinde İstanbul 6.  İcra Hukuk Mahkemesi esas sayılı dosyaya ilişkin Büyükçekmece 6.Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşma gerekçe gösterilerek e-duruşma talebinde bulunulmuş, herhangi bir teknik aksaklık yaşanması durumunda ise mesleki mazeretli sayılınması talep edilmiştir. Buna karşılık e-duruşma talebi İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince duruşma gününde reddedilmiş ve tevkilen dahi yetkilendirilecek başkaca vekil bulunamamıştır.

Her ne kadar karar celsesinden önceki celse bir sonraki celse mazeret kabul edilmeyeceği ihtar edilmişse de karar celsesi için daha sonra sunulan mazeretlerin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı bilinemeyecek olup davacı tarafça aslında dosyanın takip edildiği iradesi açıkça görünmekte olup imzaların davacıya ait olmadığı iddiası ve dosyanın sürüncemede bırakılması hususunda davacının herhangi bir menfaatinin bulunmadığı da sabit olduğundan yerel mahkemece verilen hukuka aykırı kararın istinafen kaldırılması hukuka uygundur.

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2014/6674 K. 2014/14531 T. 6.11.2014 kararı uyarınca mazeretin haklı sebebe dayanması halinde, hâkimin mazereti kabul etmesi gerekmektedir. Davacı vekilinin mazeret dilekçesinde, mazeretinin dayanakları gösterildiğinden mazeret talebinin kabulüne karar verilmelidir. Davanın açılmamış sayılması için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır, yargılamaya devam edilmesi gerektiği yüksek yargı içtihatlarından anlaşılmaktadır. Bunun yanında, T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/21-2371 K. 2017/263 T. 15.2.2017 kararı uyarınca da “…Somut olayda, davanın 16.04.2013 tarihinde takipsiz bırakılması sebebiyle birinci defa işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 15.04.2013 tarihinde sunduğu mazeret dilekçesi ile Adana 4.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/218 Esas sayılı dava dosyasının karar duruşması yapılacağından eldeki davada yapılacak 16.04.2013 tarihli duruşmaya katılamayacağını belirterek Kurum işlemlerinin sonucunun beklenmesini ve mazeretinin kabulüyle duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesini talep ettiği, dilekçe ekinde yeni duruşma gününün tebliği için posta pulu ile Adana 4.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/218 Esas sayılı dava dosyasında 16.4.2013 günü saat 09:00 da duruşma yapılacağına dair tebligat fotokopisini sunduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle davacı vekilinin mazeret dilekçesinde duruşmaya katılmama gerekçesi yer aldığı gibi mazeret dilekçesi ekinde yeni duruşma gününün tebliği için gerekli masrafın da sunulduğu anlaşılmaktadır. Dava maddi ve manevi tazminat istemine dair olup davacı tarafın davanın sürüncemede kalmasında kural olarak menfaati bulunmamaktadır.Mahkemece davacı vekiline 20.11.2012 tarihli duruşmada mazeretinin son kez kabul edildiğine dair bildirimde bulunulmuş ise de daha sonra dile getirilecek mazeretlerin haklı olup olmadığı bu aşamada bilinemeyeceğinden, sunulacak mazeretlerin reddedileceğine dair ara karar kurulması doğru değildir. “ denmek suretiyle hüküm gerekçesinde de yer aldığı üzere, sunulan mazeretin davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması anlamına gelen usul ekonomisi ilkesine aykırı ve kötüniyetli bir davranış olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı  ve geçerli bir özrü de içerdiği hususu da açıkça tespit edilebileceğinden istinaf mahkemesince verilen karar açısından emsal nitelikteki yüksek yargı içtihatları da göz önünde bulundurulduğunda hukuken bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatindeyiz.

Av. Dicle KANAY