Av. İbrahim Ergin...

Abone Ol

Hayat çizgisi 1971'de başlıyor, 29 Nisan 2019'da ekmek teknesi yazıhanesinde sona eriyor. Eşine şiddet uygulayan bir psikopat katil, boşanma davasında eşini savunuyor diye İbrahim Bey’i vuruyor. İki hain kurşun boğazından, iki hain kurşun yüreğinden giriyor. Ardından kendine sıkıyor katil. 

Ortaokuldan sonra okula gidebilmek için babasına oto sanayiinde çıraklığa başladım demiş İbrahim Ergin. Sabah işçi tulumuyla evden çıkar, yolda okul formasını giyer, okula gidermiş. Selçuk Hukuk Fakültesi'ni Aksaray'dan dereceyle kazanmış. Dereceyle bitirmiş. Fakülte'de okurken evlenmiş, Mehmet dünyaya gelmiş. 

Mehmet, Alp, Raziye. 
Sırasıyla; hekim, diş hekimi ve fizyoterapist yapmış evlatlarını. Onları okutmak için okumuş adeta. Küçük oğlandan yeni torunu olmuş. Tarla tapanla, bağ bahçeyle uğraşacakmış artık. Hep çalışmış, hiç durmamış, dinlenmeye fırsatı olmamış. 

Hayalleri vardı Avukat İbrahim Ergin’in. Olmaz mıydı hiç? Hak etmişti hepsini. Mücevher işler gibi yetiştirdiği evlatlarının başarılarını görmek en büyük ödüldü ona. Artık huzur istiyordu. Huzur... 

Şiddetle yetişmiş, şiddetle şekillenmiş hasta kişilikli biriyle yolu kesişti. Mesleğini yaparken... Mesleğini en iyi şekilde yapmak için alın teri dökerken. O katil huylunun mağdur eşini, ona karşı savunurken. 

Kader... 

Ölüm Allah'ın emri. Ne bir an daha önce ne bir an daha sonra. Tam o anda. Bu doğru elbette. Doğru olmasına doğru da eşrefi mahlukata yani insana bahşedilmiş en üstün özellik ne? Akıl. O zaman o aklı kullanmak lazım. Yani doğru olanı yapmak için aklını kullanıp çok çalışacaksın. Yok öyle yan gelip yatmak. 

Hayırlar Allah’tan, şerler kötü insanlardan. Çünkü şerle mücadele etmek için aklımız var bizim. 

Bakın dostlar, akıl ve akıl yoluyla kavramamız beklenen bilim diyor ki, bir toplumdaki şiddet, bir bütündür. Yalnız bir gruba yönelik şiddeti önlemek diye bir şey yok. İmkansız.  Kadına şiddet. Çocuğa şiddet. Avukata şiddet. Sağlıkçıya şiddet. Stadta şiddet. Sokakta şiddet. Düğün yerinde şiddet.  Hepsi bir bütünün parçası. Hepsiyle top yekûn mücadele  etmek zorundayız. Yoksa başaramayız. 

Siyasiler şiddet dilini bırakacak. Bırakmayanı herkes ayıplayacak. 

Sosyal medyada yazıp çizenler şiddet dilini bırakacak. Bırakmayanı herkes birden engelleyecek. 

Şiddet mağdurunu gören, kınar gibi yapıp sonra “ama, fakat” demeyecek. 

Ana babalar çocuklarına fiziksel veya sözlü şiddet uygulamayacak. Sevecek. Sevdiğini gösterecek. Değer verecek. Değer verdiğini gösterecek. 

İnsan sevgisi eğitimi vermek zorundayız. İyi insan olmak için insanı sevmek lazım. Hayvanı sevmeyen insanı da sevmez. Not düşmeyi unutmayalım. 

Anaokulundan itibaren kadın erkek ayrımcılığının yanlışlığı eğitimi verilecek. 

Erkek, kadına karşı kendini üstün görerek yetişmeyecek. Erkek üstünlük kompleksiyle hasta kişilik geliştirmeyecek. Erkek sorunlarını asla kaba kuvvetle çözemeyeceğini bilecek. Kadın ne kendini erkeğin karşısında ezik görecek ne çocuğunu ezik yetiştirecek. Hayat müşterek. Ailede herkes bunu yaşayacak. Sevgi diliyle, bağırmadan, sövmeden konuşacak. 

Filmlerde, dizilerde Türk aile hayatı sevgiyle, iyilikle anlatılacak. Şiddet teşvik edilmeyecek. Göğsünü bağrını açmış kabadayılar, psikopat katiller kahramanlaştırılmayacak. İyi insanlar rol model olacak çocuklarımıza. 

Yargı, şiddet uygulayana en etkili şekilde müeyyide uygulayacak. Her trajik olayda idam çığırtkanlığı yapılıp, bir şey yapıyormuş gibi poz verilmeyecek. Mevcut kanunlar etkili bir şekilde ve ayrım gözetilmeksizin uygulanacak. 

Özetin özeti;
İş ciddi. 
Şiddet varsa hukuk yok. 
Hukuk yoksa demokrasi yok. 
Hukuk yoksa devlet yok. 

Şiddetle mücadele milli davamız olacak. 
Partiler üstü. 

Günlük, gündelik değil... 
Nesiller boyunca sürecek akıllı, uzun soluklu ve kararlı bir mücadele. 

Başarabiliriz. 
Yeter ki isteyelim. 
Ve... 
Başlayalım. 
Hemen bugün. 

Meslektaşımız Av. İbrahim Ergin Beyefendiye Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailesine, tüm sevenlerine ve meslektaşlarımıza sabırlar diliyorum.

Av. Metin Feyzioğlu