İkinci el araç alım satımı birçok paradigmaya bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Alım satım piyasasına, birbirinden farklı hususlar farklı oranda etki etmektedir. Bunların başlıcaları aracın hasar kaydı olup olmaması, değişen aksamlar ya da kazaya karışma bilgisi olduğu gibi aracın yaptığı kilometre bilgisi gelmektedir. İkinci el araç satışlarında kilometre bilgisi fiyatın belirleyici unsurları arasında en önemlilerden biridir. Bu durumun farkında olan ve iyi niyetli olmayan bazı satıcılar, bazı al-sat yaparak kar elde edenler ve bazı galeriler, araçların kilometresini düşürerek aracın piyasa fiyatını artırmaktadır. Ancak bu durum açıkça alıcıyı yanıltmak suretiyle kar elde etmektir.
Satın almış olduğu araçta kilometre bilgisi düşürülmüş olan alıcı yönünden hukuki yönden seçimlik haklar olduğu gibi cezai yönden de işbu durum dolandırıcılık suçunun fiilini oluşturduğundan şikayet hakkı bulunmaktadır. Yargıtay'ın içtihatlaşan görüşü de açıkça bu yöndedir. Kilometre bilgisi düşürmek suretiyle araçtaki ayıpları gizlemek ve bu şekilde satış yapmak dolandırıcılık suçunun fiilini oluşturmaktadır.
Araç kilometre bilgisini değiştirmek suretiyle alıcıyı yanıltma durumunda, somut olayın da özellikleri doğrultusunda; satıcının iki tür sorumluluğundan bahsederiz. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ayıptan doğan hukuki sorumluluk ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca dolandırıcılık suçundan doğan cezai sorumluluktur.
Alıcının borçlar hukuku ve tüketici hukukundan kaynaklanan haklarının kaynağı ayıp durumuna ilişkin hükümlerdir. 6098 sayılı TBK'da bu durum;
"III. Ayıptan sorumluluk
1. Konusu
a. Genel olarak
MADDE 219- Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. " şeklinde düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nda genel ve kapsayıcı bir çizgi belirlenmiştir. Daha girift soru ve sorunlara karşı 6502 sayılı TKHK md. 8 ve devamı hükümleri düzenlenmiştir. Alıcının/ tüketicinin bu ayıptan doğan seçimlik hakları Kanun'un 11. Maddesinde kapsamlı ve detaylı olarak düzenlenmiştir.
Tüketicinin seçimlik hakları
MADDE 11- (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere
satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından
birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
Kilometre sayacı düşürülmüş bir aracı satın alan alıcının, izleyeceği hukuki yol, somut olayın özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. İlk olarak sayaçtaki değişikliğin kim tarafından yapıldığı bilinmiyorsa ya da araç birkaç kez el değiştirmiş olup, hangi araç sahibi döneminde değişiklik yapıldığı belirlenemiyorsa dahi satıcı sorumluluğu devam etmektedir. Önemli olan son satıcının kim olduğudur. TBM md. 219/2 işbu durumu açıkça düzenlemiş olup Yargıtay kararlarında da sıkça vurgulanmaktadır. Nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/1900 E. Ve 2016/7367 K. Sayılı kararında;"
“Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir." şeklinde hüküm kurmuştur.
Bu halde alıcı, hukuki seçimlik haklarını satıya yöneltebilecektir. Ancak 2 yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Fakat aracın bu ayıbı, alıcıdan hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresi işlemez. Bu süre aracın son satıcıdan alındığı tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresi dolmadı ise, alıcı seçimlik haklarını satıcıya yöneltebilir. Hukuki sorumluluk açısından son satıcı sorumlu ise de cezai sorumluluk söz konusu değildir. Kilometre düşüren kişi biliniyorsa ancak onun hakkında dolandırıcılıktan soruşturma başlatılabilecektir.
Aracın kilometre sayacı satıcı tarafından değiştirildi ise, alıcının seçimlik hakları için başvurmak için zamanaşımı süresi 10 yıldır. Fakat aracı satan kişi bu ayıbı hile ile gizlemiş ise zamanaşımı süresi işlemeyecektir. Bunun yanında satıcı hakkında dolandırıcılık suçundan soruşturma başlatılacaktır. Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/72 E. 2015/1029 K. Sayılı kararında;
“Şikayetçinin aracı tanıdığı oto tamircilerine götürerek yüzeysel olarak kontrol ettirdiğinde herhangi bir sorun olmadığını söyledikleri, aracı kullanmaya başladıktan bir süre sonra aracın arıza yapması üzerine özel bir servise götürdüğü ve aracın gerçek kilometresinin 130.000 civarında olduğunu öğrendiğinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve şikayetçi beyanları, araç bakım faturaları ile tüm dosya kapsamına göre, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir." şeklinde hüküm kurulmuştur.
Kilometre sayacı düşürülmüş bir araç satın alan alıcılar, TKHK kapsamında seçimlik hakları bulunmaktadır. Alıcı; satış bedelinin iadesini (sözleşmeden dönme) talep edebileceği gibi, satış bedelinde indirim veya satılanın ayıpsız olanı ile değiştirilmesini de talep edebilir. Sözleşmeden dönerek satış bedelinin iadesi hakkının talep edilebilmesi durumunda alıcı da aracı iade etme borcu altındadır. Alıcının bu borcu bedelin iadesi gerçekleşmeden ifa etmesi söz konusu olmayacaktır. Fakat alıcı, aracın iadesini bedelin iadesinden önce gerçekleştirirse aradaki süre boyunca iade alacağı tutara ilişkin faize hak kazanacaktır. Satış bedelinde indirim hakkı için talep edilecek indirim tutarı; aracın ayıpsız olması hali ile ayıplı olması hallerinin piyasa değerleri farkı ile tespit edilir.
Alıcı ile satıcı arasında dava devam ederken, işbu aracın alıcı tarafından kullanılıyor olmasında mahzur bulunmamaktadır. Aynı zamanda ayıplı aracı satın alanın seçimlik hakları doğrultusunda varılan kararın infazı için kesinleşmesi aranmamaktadır. Kararın verilmesi ile birlikte infazı için takip başlatılabilmektedir.