Türk Milleti hürdür; devlet işlerini parlamenter hükümetle sürdürmeye ya da başkanlık sistemiyle yönetmeye serbestçe karar verir.
Kendisi giyemezken sırt-baş, yiyemezken üç öğün üç çeşit yemek, sıcacık yurt koğuşunda bir somya vermiş, bedavaya üniversite okutup meslek edindirmiş, sınıfsız ve sınırsız bir toplum düzeni ile sıfırdan başladığım hayatta sahip olduğum her şeyi kazandırmış olan bu yüce milletin eli kalem tutan bir evladı, içlerinden çıkmış olmaktan gurur duyduğum suyu sert, insanı mert Bozkır’lıların bir çocuğu olan bana ise bu yolda, görebildiğim doğruları söylemek, minnet borcumu azda olsun ödeyebilmek için bilgi ve tecrübe birikimimin de zekâtını vermek, milletimin bilgilenmiş olarak sağlıklı karar vermesine yardımcı olmak düşer.
Yürütmeyi yasamadan ayrıştırma gerekçesine dayandırılan başkanlık sistemi, iyi düzenlenirse bu iki devlet erkinin özdeşleşmesini ve ayrıca yürütmenin yasama yoluyla yargının bağımsız işlevini kısıtlamasını önleyerek devlet idaresinde iyileşme ve ilerleme sağlayabilir.
Zira yürütme yasama ile özdeşleştiğinde sadece Anayasa, yargının bağımsızlığını korumaya yetmeyebilir.
Ancak, özünde başbakanlık makamının adını cumhurbaşkanlığı olarak değiştirerek tarafsız cumhurbaşkanlığını ortadan kaldıran Anayasa değişiklik tasarısı, cumhurbaşkanlığını tarafsız bir makam olmaktan çıkarıp bir siyasi partiye bağlı ve taraflı hale getirmekte.
Buna karşın tarafsız cumhurbaşkanlığına tanınmış olan istisnai yetkileri bir başka bağımsız makama devretmek yerine taraflı olan bu makama geçirmekte ve hatta daha da güçlendirmekte.
Tasarıya göre Cumhurbaşkanı;
(1) Başbakanın hiç üye atama yetkisi yokken, Anayasa mahkemesinin 15 üyesinden 12 tanesini doğrudan atamakta;
(2) Başbakan sadece Adalet Bakanı ve müsteşarı vasıtasıyla 21 üyelikten 2’ini belirleyebildiği HSYK’nun 13 üyesinden 7’ini doğrudan; 6’ının çoğunu da başkanı olduğu siyasi parti vasıtasıyla TBMM kotasından atamakta.
Cumhurbaşkanı, yürütme ve yasamadan bağımsız olması gereken yargıya tam anlamıyla hakim olmakta; Anayasa’nın işlerliği bile onun atayacağı üyelerin dirayetine kalmakta.
Taslakta “tarafsız olacaktır” denilen yargı, bağımsızlığı yok edilerek cumhurbaşkanına ve partisine bağlı ve taraflı hale getirilmekte.
Suçların en büyüğü vatana ihanet suçu işlense bile meclisin ve yargının yürütmeyi denetleme yetkisi fiilen ortadan kalkmakta.
Halkın olağanüstü yüksek desteğine nail olmuş, hatırı sayılır başarılara imza atmış; 15 Temmuz darbe girişimini liderliğiyle milletin demokrasi destanına çevirmiş olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan söz konusu olunca bu endişelerin yersiz olduğu düşünülebilir.
Allah zeval vermesin!
Ancak ya O’na bir şey olursa! Ya liderlerimiz onun olduğu gibi dirayetli olmazlarsa! Ya da bir kripto veya bir satılmış başkan seçilmeyi becerirse!
"Yazarın özel izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."
Kendisi giyemezken sırt-baş, yiyemezken üç öğün üç çeşit yemek, sıcacık yurt koğuşunda bir somya vermiş, bedavaya üniversite okutup meslek edindirmiş, sınıfsız ve sınırsız bir toplum düzeni ile sıfırdan başladığım hayatta sahip olduğum her şeyi kazandırmış olan bu yüce milletin eli kalem tutan bir evladı, içlerinden çıkmış olmaktan gurur duyduğum suyu sert, insanı mert Bozkır’lıların bir çocuğu olan bana ise bu yolda, görebildiğim doğruları söylemek, minnet borcumu azda olsun ödeyebilmek için bilgi ve tecrübe birikimimin de zekâtını vermek, milletimin bilgilenmiş olarak sağlıklı karar vermesine yardımcı olmak düşer.
Yürütmeyi yasamadan ayrıştırma gerekçesine dayandırılan başkanlık sistemi, iyi düzenlenirse bu iki devlet erkinin özdeşleşmesini ve ayrıca yürütmenin yasama yoluyla yargının bağımsız işlevini kısıtlamasını önleyerek devlet idaresinde iyileşme ve ilerleme sağlayabilir.
Zira yürütme yasama ile özdeşleştiğinde sadece Anayasa, yargının bağımsızlığını korumaya yetmeyebilir.
Ancak, özünde başbakanlık makamının adını cumhurbaşkanlığı olarak değiştirerek tarafsız cumhurbaşkanlığını ortadan kaldıran Anayasa değişiklik tasarısı, cumhurbaşkanlığını tarafsız bir makam olmaktan çıkarıp bir siyasi partiye bağlı ve taraflı hale getirmekte.
Buna karşın tarafsız cumhurbaşkanlığına tanınmış olan istisnai yetkileri bir başka bağımsız makama devretmek yerine taraflı olan bu makama geçirmekte ve hatta daha da güçlendirmekte.
Tasarıya göre Cumhurbaşkanı;
(1) Başbakanın hiç üye atama yetkisi yokken, Anayasa mahkemesinin 15 üyesinden 12 tanesini doğrudan atamakta;
(2) Başbakan sadece Adalet Bakanı ve müsteşarı vasıtasıyla 21 üyelikten 2’ini belirleyebildiği HSYK’nun 13 üyesinden 7’ini doğrudan; 6’ının çoğunu da başkanı olduğu siyasi parti vasıtasıyla TBMM kotasından atamakta.
Cumhurbaşkanı, yürütme ve yasamadan bağımsız olması gereken yargıya tam anlamıyla hakim olmakta; Anayasa’nın işlerliği bile onun atayacağı üyelerin dirayetine kalmakta.
Taslakta “tarafsız olacaktır” denilen yargı, bağımsızlığı yok edilerek cumhurbaşkanına ve partisine bağlı ve taraflı hale getirilmekte.
Suçların en büyüğü vatana ihanet suçu işlense bile meclisin ve yargının yürütmeyi denetleme yetkisi fiilen ortadan kalkmakta.
Halkın olağanüstü yüksek desteğine nail olmuş, hatırı sayılır başarılara imza atmış; 15 Temmuz darbe girişimini liderliğiyle milletin demokrasi destanına çevirmiş olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan söz konusu olunca bu endişelerin yersiz olduğu düşünülebilir.
Allah zeval vermesin!
Ancak ya O’na bir şey olursa! Ya liderlerimiz onun olduğu gibi dirayetli olmazlarsa! Ya da bir kripto veya bir satılmış başkan seçilmeyi becerirse!
"Yazarın özel izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."