ANATOMİK VE HUKUKİ BİR ZORLUK OLARAK SİYAM İKİZLERİ

Abone Ol

GİRİŞ

İlk defa 1100 yılında İngiltere’de 34 yaşına kadar yaşan bir vakıada görülen tıbbi anomalidir. 63 yaşına kadar yaşayan ve otopsilerinde ortak akciğere sahip olan diğer bir vakıa ise Tayland’ın Siyam bölgesinde rastlanmış ve bu nedenle tıbbi anomaliye Siyam ismi verilmiştir.[1]

Siyam ikizleri her 50 bin ila 100 bin doğumda 1 oranında görülen nadir olgulardır ve ikiz gebeliklerde 650 ile 900'de 1 görüldüğü bildirilmektedir. Etyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte genel olarak gestasyonun 2 veya 3. haftasındaki embriyonik diskin inisyal eşit olmayan ve inkomplet fizyonunu izleyen füzyon sonucu olduğu kabul edilmektedir. Bu ikizlerin her zaman aynı cinsiyet ve tek bir koryona sahip olmaları bunu desteklemektedir. Birle imin olduğu bölgeye göre sınıflandırılır ve vakaların çoğunu (% 75) torakopagus grubu oluşturur.”[2]

Yapışık ikizler tek amnion keseli (monoamniyotik) ve tek kordonlu (monokoriyonik) tek yumurta ikizleri olup, döllenmiş yumurtanın organ gelişimi (organogenesis) başladıktan sonra bölünmesine bağlı olarak tam bir ayrılma olamaması sonucunda gelişen ikizlerdir.
Bölünme evresine göre bebekler değişik bölgelerden ve değişik derecelerde birbirlerine yapışıktırlar. Hatta bazen bir organı paylaşarak gelişmektedirler. Tek yumurta ikizi olduklarından cinsiyetleri her zaman aynıdır.[3]

SİYAM İKİZLERİNİN TIBBİ DURUMUNUN SINIFLANDIRILMASI

Aşağıda açıklanacağı üzere siyam ikizlerinin tıbbi olarak ayrılabilme ve ayrılamama durumu söz konusudur. Bu sebeple; klasifikasyon, kalp veya göbeği kapsamayanlar
orta hat birleşmeleri ve diğer nadir durumlar olmak üzere dörde ayrıldığı görülmektedir.

1- Klasifikasyon

Yapışık ikizler yapışıklığın olduğu bölgeye göre adlandırılır ve sınıflandırılırlar. Tıbbı terim olarak Yunanca sabitlenmiş anlamına gelen "pagos" kelimesinden üretilen bir terminoloji olan yapışık ikizler fizyolojik olarak yapışık oldukları alana göre isimlendirilir ve buna göre bir sınıflandırmaya tabi tutulurlar.

2-Kalp Veya Göbeği Kapsamayanlar

“Craniopagus: Birleşme kafa bölgesindedir. Yapışık ikizlerin %2'sini oluşturur
Pygopagus: Enseden olan birleşme (%19 oranında görülür)

3-Orta Hat Birleşmeleri (Her Zaman Göbeği Kapsar)
Thoracopagus:
Göğüsün üst yarısından (göğüsten) olan yapışma. En sık görülen şekildir ve hemen her zaman bir kalbi iki bebek ortak paylaşır.
Cephalopagus: Son derece nadir görülür. Gövdenin üst yarısı yapışıktır.
Parapagus: Gövdenin alt yarısının yanlarının yapışık olması.
Ischiopagus: Gövdenin alt yarısının (kuyruk kemiğinden) yapışık olması
Omphalopagus: Gövdenin orta kısımlarının (göbeklerin) önden yapışık olması

4- Diğer Nadir Durumlar
Parazitik İkizler: İkizlerin gelişimi asimetriktir. Biri büyükken diğeri çok küçüktür ve tamamen büyük olana bağımlıdır.
Fetus in fetu: Tam gelişmemiş bir ikiz tekinin gelişmiş olan diğerinin gövdesi içinde bir yerlerde yer almasıdır.”[4]

SİYAM İKİZLERİ BAKIMINDAN HUKUKİ DURUM

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi 6. maddesi “ Herkesin, her nerde olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.” hükmünü içerir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 28. maddesi kişilik kavramını “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.” Şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 15. maddesi sağ olarak dünyaya gelen çocuğun doğumdan sonra otuz gün içinde nüfus müdürlüklerine bildirilmesi emreder. Aynı maddenin 6. fıkrasında “Ölü doğan çocuklar aile kütüğüne yazılmaz. Bir doğumda birden ziyade doğan çocuklar doğuş sırasıyla yazılırlar” hükmüne yer vermiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 8. Maddesinde hak ehliyetini açıklar. Buna göre: “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.” Aynı kanunun 9.maddesi kişinin fiili ehliyetini “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.” Şeklinde açıklarken kanunun 10. Maddesinde fiili ehliyetin koşullarını “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” Kanun koyucu aynı kanunun 405, 406, 407 ve 408. maddede kısıtlılık hallerini açıklamış buna göre:

Madde 405- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

Madde 406- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.

Madde 407- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.

Madde 408- Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 11.madde Erginliğin onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Ayrıca evlenme kişiyi ergin kılar hükmü yer alır. Kanun 12. maddesinde “Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir.” Hükmüne yer verirken 13.maddeaAyırt etme gücünü açıklar buna göre “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” Kanun koyucu fiili ehliyetsizliği 4721 sayılı kanunun 14, 15, 16. Maddelerinde açıklanmıştır. Buna göre:

“Madde 14- Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.

Madde 15- Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.

Madde 16- Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar.”

Kişinin hak, fiili ehliyet ve kişilik kavramı kapsamında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ayrıntılı açıklamıştır. Bu kapsamda siyam ikizleri iki ayrı kişilik olarak kabul edilmekte ve bu kapsamda iki ayrı nüfus cüzdanına sahip olmaktadırlar.

Gerek hak ehliyeti gerekse fiili ehliyet bakımından iki ayrı kişilik kabul edilen siyam ikizlerinin cezai bir soruşturma kapsamında nasıl bir hüküm edileceğine dair ceza hukukunda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bir suç durumunda ceza uygulanması nasıl olacaktır? Siyam ikizlerinden birinin misal cinayet işlemesi durumunda hangi cezai yaptırım uygulanacak ve suçu işlemeyen ikizin durumu ne olacaktır.

Her ne kadar bu konuda her hangi bir hukuki durum olmasa da bu tür bir eylemenin olma ihtimali her zaman vardır. Bu durumda hüküm verici nasıl bir hüküm verecektir?

Böyle bir suç unsuru durumunda ikizlerinden suç işleyen kişinin belirlenmesi gerekir. Bu işlem sonunda adli tıptan ikizlerden herhangi birisinin fiziki ve mental olarak daha dominant olup olmadığının belirlenmesi olacaktır. Bu kapsamda suç işleyen kişi eğer dominant birey ise işlem buna göre devam edilir. Suç işlenmesi öncesinde ve sırasında suç işlemeyen bireyin bunu engellenmesine yönelik herhangi bir çabasının olup olmadığı belirlenmelidir.

Bu işlemlerden sonra cezanın infazı nasıl yapılacaktır. Makalemizin ilk kısmında siyam ikizlerinin vücutlarının bitişik kısımlarına göre sınıflandırıldığını belirtmiştik. Bu kapsamda tıbben ayrılmaları mümkün olan bireyler ayırılarak cezanın infazı yapılır. Fakat tıbben ayrılması mümkün olmayan ya da ayrılması durumunda bireylerden birinin hayati tehlikesi bulunması durumunda bu işlem uygulanmaz. AİHM’sin yargılama mantığı olan“ Bir hakkın kullanımı sırasında başka bir hakkın ağır şekilde ihlal edilmesi durumunda bu hak kullanılmaz.” Hükmü çerçevesinde suç işleyen kişinin cezalandırılması gerek fakat bu durumda ikizlerden diğerinin eğer suçu engelleme çabası yoksa bu durumda suç işlemeyen ikize iştirak suçundan ceza verilir. Bu ceza suç işlemeyen ikizin menfaati düşünülerek asgari düzeyde tutulur. Suç işlemeyen ikizin suç işleyen bireyi engelleme teşebbüsü tespit edilmesi durumunda Suçsuz bireyin menfaati düşünülerek suç işleyen bireyin belli yaptırımlara tabi tutulması ve suç işlemeyen bireyin cezalandırılmaması esas alınmalıdır.

SONUÇ OLARAK

Siyam İkizleri açısından bazı ülkelerdeki uygulamalara ve ülkemizdeki örneğine baktığımızda bir değerlendirme yapmak gerekirse söz konusu durumun ülkemizde de yasal bir ortama kavuşturulması gerektiği aşikârdır. Dünya da ve ülkemizde herhangi bir hukuki düzenlemesi bulunmayan bu konuda en kısa zamanda yasal düzenlemeler yapılması gerektiği kanısındayız. Bu sebeple başta Türk Medeni Kanunu ve Türk ceza Kanunu’nda yasal bir düzenleme yapılması zorunludur. Bu sebeple olası hukuk ve hak ihlallerinin önüne geçebilmek için Türk Hukukunda bir düzenleme ile bu olası ihlallerin veya hak mahrumiyetlerinin önüne geçilebilecektir.

Özellikle Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda siyam ikizlerinin müşterek beden içindeki iki ayrı kişilik olarak tanımlanması gerekmekte ve buna bağlı olarak düzenleme yapmak gerekir. Ayrıca mağdur olma durumlarında mağdur belirlenebilir ise bir zorunluluk doğmayacaktır. Fakat faillik bakımından cezalandırılmaları hususunda şahsi cezasızlık sebebi mi olması gerekecektir yoksa tıbben ayrılma durumu varsa tıbbi operasyon sonrası ceza verilmesi mi söz konusu olacağı düzenleme altına alınması gerekmektedir.

Av. Maşallah MARAL

Necdet TİMUR

-------------------------------------

[1] Elmacı Türkan Tansel, Yazıcıoğlu Fehmi, Siyam Ikizlerinde Kardiyak Anomaliler, (https://www.journalagent.com/tkd/pdfs/TKDA_29_7_450_455.pdf)

[2] Elmacı Türkan Tansel, Yazıcıoğlu Fehmi, a.g.m. s.1

[3] https://www.jinekolognet.com/siyam-ikizleri.asp

[4] https://www.jinekolognet.com/siyam-ikizleri.asp