Bilindiği üzere konkordato kanun koyucu tarafından iflas ertelemenin yerine getirilmiş olan bir kurumdur. Daha doğrusu İcra ve İflas Kanununda mevcut olan konkordatoya ilişkin hükümler daha ayrıntılı ve kapsamlı düzenlemeye kavuşturulmuştur.
Bu kısa yazımızda fazla ayrıntıya girecek değiliz, kaldı ki bunun teorik ve pratik bir yararı da bulunmamaktadır.
Hemen ifade etmek gerekir ki, cebri icra sistemi alacaklı ve borçlu arasında olması gereken bir denge üzerine kurulu ise de esas varlık sebebi, hakları ihlale uğrayan alacaklıya hakkının teslim edilmesinin sağlanmasıdır. Yani borçluya nazaran alacaklının haklarının korunması daha önem arz etmektedir.
Konkordatonun halihazırda uygulandığı şekliyle bu dengenin alacaklının/alacaklıların değil, aksine kıyas kabul etmeyecek şekilde borçlunun lehine kullanıldığı alenilik kazanmıştır. Ne yazık ki, iflas ve konkordato davalarına bakan mahkemelerin de bu hassas dengeyi yeterince koruyamadıkları gözlenmektedir. Özellikle konkordato komiserleri ve bu davalara ilişkin bilirkişi atamalarında yeterli hassasiyet gösterilmediği, aynı kişilere (konkordato komiserliği ile amaçlanan denetim ve gözetimini, mevcut diğer işlere ilaveten hakkıyla yerine getirmesinin fiilen imkânsız olacağı kadar) fazla komiserlik görevinin verilmekte olduğu da yaygın kanaat hatta fiili uygulama haline gelmiştir.
Keza, konkordato komiserliği eğitimi almış ve bu bağlamda listelere kaydı yapılmış olup da henüz hiçbir komiserlik görevi tevdi edilmemiş yüzlerce uzman komiser adayı mevcut iken genellikle aynı kişilere görev verilmesi bir bakıma verilmemiş olan eğitimlerin ve listelere kayıt işlemini adeta tamamen anlamsızlaştırmaktadır.
Ayrıca bu durum, yani sürekli aynı kişilere görev verilmesi üçüncü kişiler nezdinde olumsuz algıların oluşumuna yol açtığı, bu durumun da giderek yargıya olan güveni zedelediği ifade edilmektedir.
Sonuç olarak, alacaklı-borçlu arasındaki hassas dengenin neredeyse tamamen alacaklı/alacaklılar aleyhine olacak şekilde uygulanmakta olduğu konkordato kurumuna ilişkin olarak ivedi birtakım düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz bir gereklilik halini almıştır.