Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap, Üçüncü Kısım, Birinci Bölüm içerisinde Genel Tehlike Yaratan Suçlar başlığı altında 179. maddesinde düzenlenmiştir.
“Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” kenar başlıklı 179. madde şu şekildedir:
Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Görüldüğü üzere trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu seçimlik hareketli suçlardan olup pek çok farklı şekilde işlenebilir. Bu makalemizin konusu ise 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesinde yaptırım altına alınan alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçudur.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı tarafından hazırlanmış olan Trafik İstatistik Bülteni’ne göre, ülkemiz genelinde 2024 yılında ölümlü 2.289, yaralanmalı 264.491, maddi hasarlı 356.368 olmak üzere kayıtlara geçen toplam 623.148 kaza meydana gelmiştir. Bu kazalara tarafların anlaşarak kendi aralarında tutanak tanzim ettiği maddi hasarlı trafik kaza sayıları dâhil edilmemiştir. Ölümlü ve yaralanmalı kazalar arasında alkollü olarak araç kullanmanın sebep olduğu kaza sayısı ise 1.933’tür.
5237 sayılı TCK’nın 1/1 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, Ceza Kanununun amacı kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. İşte alkol etkisindeyken araç kullanmanın yasaklanmasının en önemli sebeplerinden biri de alkollü olarak direksiyon başına geçmenin sebep olduğu ölümlü ve yaralanmalı kazaların fazlalığıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/1 maddesine göre alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.
Kaza riskinin yüksek olması nedeniyle sürücülerin alkollü olarak direksiyon başına geçip geçmediğinin tespit edilmesi önem arz etmektedir. Ülkemizde ticari araç sürücüleri ve kamu hizmetinde çalışan sürücülerin alkollü olarak trafiğe çıkmaları tümüyle yasaklanmıştır. Diğer sürücüler içinse yasal sınır olarak bir litre kanda yarım gram alkole eşit olan 0.50 promil belirlenmiştir.
Araç sürücüsünün kanındaki alkolün miktarını tespit amacıyla alkolmetre olarak isimlendirilen teknik cihazlar kullanılır. Ayrıca kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, 2918 sayılı Kanun’un 48/3 maddesi gereğince alkol testine tabi tutulması zorunludur.
Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen hususi otomobil sürücülerine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5 maddesi gereğince 2025 yılı için 9.267,00 TL idari para cezası verilir ve bu sürücülerin sürücü belgeleri 6 ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/6 maddesinde, “Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” hükmü amirdir. Bu nedenle yapılan alkol testinde 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında bu makalemizin konusunu oluşturan ve 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesinde yaptırım altına alınan alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan adli işlem yapılır.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Şikâyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı değildir. Bu nedenle 5271 sayılı CMK’nın 160/1 maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bu suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir ve bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Önödeme
Önödeme, 5237 sayılı TCK’nın 75. maddesinde düzenlenmiştir. TCK’nın 75/1 maddesine göre;
Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yüz Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
Alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesi delaletiyle 179/2 maddesi gereğince 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı (6) aydan fazla olduğu için alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarında önödeme hükümleri uygulanmaz.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Uzlaştırma
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/1 maddesinde belirtilen suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olmadığından ve bu suçun 5271 sayılı CMK'nın 253/1-b maddesinde sayılan suçlardan biri olmaması nedeniyle uzlaştırma yoluna başvurulamaz.
Alkollü Araç Kullanma Suretiyle Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Tutuklama
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinin 4. fıkrası gereğince, sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.
Alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesi delaletiyle 179/2 maddesi gereğince 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Öngörülen hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmadığı için hakkında bu suçtan soruşturma ya da kovuşturma olan fail hakkında tutuklama kararı verilemez.
Alkollü Araç Kullanma Suretiyle Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Verilebilir mi?
5271 sayılı CMK’nın 171. maddesinin 2. fıkrasına göre, uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için;
a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Yukarıda da kısaca izah etmeye çalıştığımız üzere alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçları önödeme ve uzlaştırma kapsamında değildir. Yine bu suç için 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesi delaletiyle 179/2 maddesi gereğince 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Öngörülen hapis cezasının üst sınırının 3 yıldan daha az süreli hapis cezası olması ve bu suçun önödeme ve uzlaştırma kapsamında olmaması nedeniyle diğer şartların da varlığı hâlinde Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine karar verilebilir.
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 6/1 maddesine göre kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedilir.
Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde ise kamu davası açılır.
Alkollü Araç Kullanma Suretiyle Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Seri Muhakeme Usulü
Alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonunda, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde, 5271 sayılı CMK’nın 250/1-a-3 maddesi gereğince seri muhakeme usulü uygulanır.
Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir ve Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir. Şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi hâlinde bu usul uygulanır.
5271 sayılı CMK’nın 250/4 maddesi gereğince, seri muhakeme usulünde, Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenen cezadan yarı oranında (1/2) indirim uygulanmak suretiyle şüpheliye verilecek ceza miktarı belirlenir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Görevli Mahkeme
Alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesi delaletiyle 179/2 maddesi gereğince 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Öngörülen ceza üst sınırı on yıl hapis cezasının altında olduğundan 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun gereği bu suç için görevli yargı organı Asliye Ceza Mahkemeleridir.
Alkollü Araç Kullanma Suretiyle Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Basit Yargılama Usulü Uygulanabilir mi?
Yukarıda izah etmeye çalıştığımız üzere, alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde, 5271 sayılı CMK’nın 250/1-a-3 maddesi gereğince seri muhakeme usulü uygulanır.
Şüphelinin, müdafii huzurunda teklifi kabul etmemesi hâlinde ise Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251. maddesinin 1. fıkrası gereğince, asliye ceza mahkemesi tarafından iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
Bu bağlamda, sanık hakkında TCK’nın 179/3 maddesi delaletiyle 179/2 maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlenmiş ise Asliye Ceza Mahkemesi tarafından basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
Basit yargılama usulünde duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın hüküm verilir. Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir (1/4) oranında indirilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı Verilebilir mi?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 5. fıkrası gereğince, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için gereken şartlar 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir.
Bu bağlamda sanık hakkında alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise diğer şartların varlığı hâlinde HAGB kararı verilebilir.
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Adlî Para Cezası Verilir mi?
5237 sayılı TCK’nın 49/2 maddesine göre, hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.
5237 sayılı TCK’nın 50/1-a maddesine göre, kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adlî para cezasına çevrilebilir.
Bu bağlamda, alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası verilen sanığın cezası diğer şartların da varlığı hâlinde mahkeme tarafından adlî para cezasına çevrilebilir. Bu durumda asıl mahkûmiyet, çevrilen adlî para cezasıdır.
Alkollü Araç Kullanma Suretiyle Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Dava Zamanaşımı
5237 sayılı TCK’nın 66/1 maddesine göre, Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşer.
Alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda 5237 sayılı TCK’nın 179/3 maddesi delaletiyle 179/2 maddesi gereğince 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Bu bağlamda, alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda dava zamanaşımı 8 yıldır.
Alkollü Araç Kullanma Suretiyle Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunda Koşullu Salıverilme
Bilindiği üzere mahkûmiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz olunamaz. Bu anlamda güveni kötüye kullanma suçundan yargılanıp hapis cezasına mahkûm edilen kişiler için de cezanın infaz edilebilmesinin ön koşulu mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesidir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/1 maddesine göre koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi hâlli olarak geçirmesi gerekir. Aynı Kanun’un 107. maddesinin 2. fıkrası gereğince süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.
Bu bağlamda alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar için de koşullu salıverilme oranı 1/2’dir.
Ancak burada şu hususa da değinmekte fayda var. Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin “Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler” kenar başlıklı 5/1-a maddesine göre, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir. Bu bağlamda alkollü araç kullanma suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 3 yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olan hükümlülerin de cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.