Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM'de, AK Parti'nin grup toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasında yaşanan tartışmalar ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Anayasa Mahkemesi ile ilgili söylemlerine ilişkin, "Bu konuyu ayaküstü değerlendirmek doğru olmaz. Yalnız şunu ifade edelim; bireysel başvuru hakkını 2010'da anayasa değişikliği ile biz getirdik. Dolayısıyla bireysel başvuru hakkından geriye dönmek gibi bir şey söz konusu olamaz. Biz, anayasada güvence altına alınan temel hak ve hürriyetler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan temel hak ve hürriyetler kamu gücü tarafından ihlal edildiğinde, vatandaşlarımızın Avrupa Mahkemesi'ne gitmeden önce, kendi mahkemesinde hakkını arayabilmesi usulünü biz getirdik. Bunu vatandaşlarımız için getirdik. Vatandaşlarımızın hak arama yolunu daha da kuvvetlendirmek, demokratik hukuk devleti ilkesini daha da güçlendirmek için getirdik. Anayasa’da birçok düzenleme yaptık ama bireysel başvuru hakkı da bu düzenlemelerden bir tanesi. Dolayısıyla bireysel başvuru hakkının sınırlandırılması, kaldırılması gibi bir şey söz konusu değil. Bireysel başvuru hakkından geriye dönüş de yok. Dolayısıyla bu vatandaşlarımız için getirilen en doğal hak; hak arama yolunun açık tutulması. Burada bireysel başvuru yolunun kullanılması ile ilgili olarak özellikle konjonktürel bazı durumlar nedeniyle de bireysel başvuru yolunun zedelenmesini de istemiyoruz" dedi.
'FARKLI YORUMLANABİLECEK CÜMLELER VAR'
Bakan Tunç, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Burada son dönemde verilen kararlarla ortaya çıkan yetki tartışmasının da nereden kaynaklandığı aslında hukukçularımız, ilgili maddeleri okuduklarında gerek Anayasamızın bireysel başvuru maddesini düzenleyen 148'inci maddesini gerekse bireysel başvuruyla ilgili Anayasa Mahkememizin 62/16 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş ve yargılama usullerine ilişkin kanunun, bireysel başvuru ile ilgili maddelerini okuduklarında aslında oradaki çelişkileri yakalaması mümkün. Orada özellikle farklı yorumlanabilecek cümleler var. Bu cümleler sorunlara yol açıyor. Anayasamızın 148'inci maddesinin 3, 4 ve 5'inci fıkralarında bireysel başvuru yolu düzenlendi. Orada bireysel başvuru ile ilgili Anayasada çok az cümle var. Kanun yolu incelemesinde gözetilmesi gereken hususlarda, bireysel başvuru yolunda inceleme yapılamayacağı yönünde bir hüküm var. Dolayısıyla bu hüküm Yargıtay tarafından farklı yorumlanabiliyor. Yargıtay diyor ki; 'Adliye mahkemelerinden verilen kararların son inceleme merci benim'. Dolayısıyla kesin hükmün kaldırılması usulü ceza mahkemesi kanunun 311'inci maddesinde düzenlenmiş. Ve orada biz bir değişiklik daha yapmıştık. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan durumlarda yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebileceğine yönelik ceza mahkemesi kanunumuza hüküm konulmuştu. Ama Anayasa Mahkemesi ihlal kararlarıyla ilgili ceza mahkemesi kanunumuzda bir hüküm söz konusu değil."