Hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamak amacıyla kanun koyucu tarafından 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve yine mezkûr kanunun uygulanmasını sağlamak ve sair hususları düzenlemek amacıyla 26166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği ihdas edilmiştir.
Bu kapsamda, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hayvanlar ile ilgili olarak birtakım yasak fiiller belirlemiştir. Mezkûr kanunun 14. maddesine göre, hayvanlarla ilgili bu yasaklar şunlardır:
a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.
b) Hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlamak.
c) Hayvan bakımı eğitimi almamış kişilerce ev hayvanı satmak.
d) Ev hayvanlarını on altı yaşından küçüklere satmak.
e) Hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına tedavi maksatlı olmayan müdahalelerde bulunmak.
f) Kesim hayvanları ve 4915 sayılı Kanun çerçevesinde avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları, et ihtiyacı amacıyla kesip ya da öldürüp piyasaya sürmek.
g) Kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtmak.
h) Tıbbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabancı maddeler vermek.
ı) Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak.
j) Hayvanlara cinsel saldırıda bulunmak veya tecavüz etmek.
k) Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek.
l) Bakanlıkça belirlenen tehlike arz eden hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak.
m) Hayvanlara işkence yapmak veya acımasız ve zalimce muamelede bulunmak.
n) Ev hayvanını terk etmek.
Hayvanların korunması ve mevcut sorunlar ile çözümlerine yönelik olmak üzere her ilde valinin başkanlığında İl Hayvanları Koruma Kurulu oluşturulur. Bu kurul,
a) Büyükşehir belediyesi olan illerde büyükşehir belediye başkanları, büyükşehire bağlı ilçe belediye başkanları, büyükşehir olmayan illerde belediye başkanları,
b) Doğa koruma ve milli parklar il şube müdürü,
c) Tarım ve orman il müdürü,
d) Çevre ve şehircilik il müdürü,
e) İl sağlık müdürü,
f) İl millî eğitim müdürü,
g) İl müftüsü,
h) Belediyelerin veteriner işleri müdürü,
ı) Veteriner fakülteleri olan yerlerde fakülte temsilcisi,
j) Münhasıran hayvanları koruma ile ilgili faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan valilik tarafından seçilecek en çok iki temsilci,
k) İl veya bölge veteriner hekimler odasından bir temsilci,
1) İl baro temsilcisi veya ildeki barolardan birer temsilciden oluşur.
Kanunun 16. Maddesine göre; Hayvanları Koruma Kurulu münhasıran hayvanların korunması, sorunların tespiti ve çözümlerini karara bağlamak üzere; av ve yaban hayvanlarının ve yaşama alanlarının korunması ve avcılığın düzenlenmesi hususlarında alınmış olan Merkez Av Komisyonu kararlarını göz önünde bulundurarak;
a) Hayvanların korunması ve kullanılmasında onların yasal temsilciliği niteliği ile 5199 sayılı Kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek,
b) İl sınırları içinde hayvanların korunmasına ilişkin sorunları belirleyip, koruma sorunlarının çözüm tekliflerini içeren yıllık, beş yıllık ve on yıllık plân ve projeler yapmak, yıllık hedef raporları hazırlayıp Bakanlığın uygun görüşüne sunmak, Bakanlığın olumlu görüşünü alarak hayvanların korunması amacıyla her türlü önlemi almak,
c) Hazırlanan uygulama programlarının uygulanmasını sağlamak ve sonuçtan Bakanlığa bilgi vermek,
d) Hayvanların korunması ile ilgili olarak çeşitli kişi, kurum ve kuruluşların il düzeyindeki faaliyetlerini izlemek, yönlendirmek ve bu konuda gerekli eşgüdümü sağlamak,
e) İlde kurulacak olan hayvan bakımevleri ve hayvan hastanelerini desteklemek, geliştirmek, denetlemek ve gerekli önlemleri almak,
f) Yerel hayvan koruma gönüllülerinin müracaatlarını değerlendirmek,
g) Hayvan sevgisi, korunması ve yaşatılması ile ilgili eğitici faaliyetler düzenlemek,
h) Kanunda belirtilen faaliyet ve görevleri yerel yönetimler ve tarım ve orman il müdürlükleri ile eşgüdüm sağlayarak yaptırmak,
ı) 5199 sayılı Kanuna göre çıkarılacak mevzuatla verilecek görevleri yapmak,
ile görevli ve yükümlüdür.
Ancak 5199 sayılı Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi ise Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülkî amirine yetki devri suretiyle devredilebilecektir. Denetim elemanlarının nitelikleri ve denetime ilişkin usul ve esaslar ile kayıt ve izleme sistemi kurma, bildirim yükümlülüğü ile bunları verecekler hakkındaki usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Ev ve süs hayvanlarının kayıt altına alınması ile ilgili yükümlülükler ise, kanun tarafından Yerel Yönetimlere verilmiştir.
5199 sayılı Kanunun hayvanları korumaya yönelik hükümlerine aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasaklanır ve hayvanlarına el konulur. Söz konusu hayvan yeniden sahiplendirilir ya da koruma altına alınır. Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliğinin ‘El koyma’ başlıklı 50. maddesi ise; “Denetim sonunda; 5199 sayılı Kanuna aykırı hareket eden ve bu suretle bulundurduğu hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal ettiği ya da onlara ağrı, acı veya zarar verdiği denetim elemanlarınca tespit edilen kişilerin hayvanlarına, denetime ve idarî para cezası vermeye yetkili makam veya merci tarafından el konulur. Denetime ve idarî para cezası vermeye yetkili makam veya merci, yerel yönetimlerle iş birliği yaparak söz konusu hayvanların yeniden sahiplendirilmesini ya da koruma altına alınmasını sağlar.” hükmünü havidir. Yine 5199 sayılı Kanunun 28. Maddesine göre; aynı kanunun biraz evvel sayılan 14’üncü maddesinin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara üç yüz Türk Lirası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına üç bin Türk Lirası idarî para cezası verilecek, kesilmiş ve canlı hayvanlara ise el konulacaktır.
Bu kapsamda, haklarında idari yaptırım uygulanan hayvan sahipleri, yapılan işlemin haksız, hukuka aykırı ve haklarındaki iddiaların mesnetsiz ve gerçek dışı olduğu düşüncesinde iseler; var ise iddialarını ispat edebilecek somut deliller ile birlikte idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın kendilerine tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, yaptırımın tatbik edildiği yer Sulh Ceza Hâkimliğine başvurarak ilgili kararın yahut cezanın iptalini talep edebilirler. Ancak bu süre içerisinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşecektir. Hemen belirtmek gerekir ki, burada yaptırımı uygulayanın idare olması nedeniyle görev bakımından yargı yerleri arasında ilgili müeyyidenin iptali bakımından idari yargının mı yoksa adli yargının mı görevli olduğu hususunda yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkmış ancak Uyuşmazlık Mahkemesi 05/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak verdiği 2020/524 Esas ve 2121/179 Karar numaralı kararında; 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca, davacının bakmakta olduğu hayvanlar hakkında bakımlarını ihmal ettiği nedeniyle alınan el koyma ve koruma kararının iptal edilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği yönünde hüküm tesis etmiştir.