10 Soruda Muris Muvazaası Kavramı ve Konuyla İlgili Yargıtay Kararları

Abone Ol

MURİS MUVAZAASI

Muris muvazaası kısaca; miras bırakan kişinin diğer mirasçılarına miras haklarından yoksun bırakmak amacıyla mirasçılarından birine ya da üçüncü bir kişiye yaptığı karşılıksız kazandırmaların gerçeğe aykırı şekilde satış veyahut ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermesidir.

10 Soruda muris muvazaası:

1-Muris muvazaası yani mirastan mal kaçırma. Öncelikle bu davayı kimler açabilir, kimler açamaz? Davacı Kim veya Kimlerdir?

a- Yasal Mirasçılar

Kısaca miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açabilirler.

b- Atanmış Mirasçılar

Örneğin babanız sağlığında noterde yaptığı resmi vasiyet ile A kişisinin kendisine ölünceye kadar bakması şartıyla mirasçı olarak atamıştır. Bu kişinin de dava açmaya hakkı vardır.

c- Evlatlıklar ve onların alt soyu

Miras bırakan kişi evlat edinmiş ise o çocuğun ve evlatlığından olan çocuklarında muvazaa davası açmaya hakkı vardır.

d- Mirası Reddeden Kişiler

Örneğin babasının mirası reddeden bir birey daha sonradan muris muvazaası davası açamayacaktır.

e- Miras Hakkından Feragat Sözleşmesiyle Vazgeçen Kişiler

Bunlarda dava açamaz ancak tenkis davası açabilirler.

f- Mirastan Iskat Edilen Kişi

Misal baba çocuklarından birini mirasçılıktan çıkarması halidir. Ancak baba mirastan çıkarma sebebini belirtecek. Geçerli bir sebebi olmalıdır.

2-Davalılar kim olacak. Davamızı kime veya kimlere açabiliriz?

a- Taşınmazı Satış Yoluyla Devralan Kişiler

Misal baba oğullarından birinin adına taşınmazı satıp devrediyor. Halbuki oğlundan para almıyor.

b- Bazen de satış yoluyla devralan kişiler ölüyor. O zaman da onun mirasçılarına açılır.

Az önceki örneğimizdeki gibi baba oğluna devretti sonra oğlu ölünce onun çocuklarına dava açılabilir.

c- Kötüniyetli olarak taşınmazı devralan kişiler.

Örneğin baba kızlarından mal kaçırmak için oğluna taşınmazı devretmiştir. Bu muvazaalı işlemdir. Sonra oğlu da taşınmazı bir başkasına satmıştır. İşte bu taşınmazı alan kişi bu olguyu bilecek durumdaysa kötüniyetli kabul edilir dava ona da açılabilir. Ancak iyiniyetliyse yani muvazaa işlemini bilecek biri değilse dava açılamaz.

3-Muris muvazaası davalarında görevli ve yetkili mahkeme hangisidir?

Görevli mahkeme; Asliye Hukuk Mahkemeleri olup yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Yetki kısmını biraz açacak olursak;

- Örneğin birden fazla taşınmaz muvazaaya konu edilmiş ve ayrı ayrı bölgelerdeyse davanızı herhangi bir taşınmazın bulunduğu yerde açıp diğer taşınmazları da aynı davaya konu edinebilirsiniz. Misal babanız Şanlıurfa ilinde 3 tane taşınmazı kardeşinize devretmiş ve başka bir ilçede bulunan ofisini de devretmiş olsun farklı yargı çevresinde de olsa hepsini aynı dava da açabilirsiniz.

4-Muris muvazaası davaları ne zaman açılır hak düşürücü süre var mıdır?

Bu davaları her zaman açabilirsiniz. Herhangi bir hak düşürücü veya zamanaşımı süresi yoktur.

5-Muvazaa davaları her türlü delil ile ispatlanabilir mi?

Her türlü delil ile ispat edilebilir. Hatta en iyi deliliniz tanık delilidir. Bir de değinmemiz gereken bir konu da taraf muvazaasında delillerimiz nasıl olacağıdır. Taraf muvazaası kısaca söz gelimi baba oğullarından birine taşınmazı devretti. Ancak sonradan araları bozulsun. Bu gibi durumda baba bu devrinin muvazaalı olduğunu söyleyip dava açabilir. Ancak burada yazılı delil ile ispat etmesi gerekecektir.

Her türlü delil ile ispat edilebilir dedik. Peki bu davalarda araştırma ve değerlendirme nasıl yapılmalıdır, neler önem arz etmektedir?

- Öncelikle miras bırakanın davaya konu olan taşınmazları elden çıkarması için haklı, ciddi ve makul nedenlerinin bulunup bulunmadığı,

- Davalının taşınmazı alacak mali gücünün olup olmadığı,

- Miras bırakanında mali durumu itibariyle mal satmaya ihtiyacının olup olmadığı,

- Davaya konu olan taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında aşırı bir fark var mıdır? Örneğin gerçek değeri 1 milyon TL olan taşınmazı tapuda oğluna 300 bin TL’ye satmış olması, ancak burada şuna da değinmekte yarar var. Salt bedeller arasında aşırı farkın varlığı devrin muvazaalı olduğuna yani satışın gerçek olmadığına tek başına delalet etmez. Diğer olguları da bir arada barındırıyor olması gerekir. Keza satış bedelleri ile gerçek değerlerin birbirine yakın miktarda olmaları muvazaa kastının bulunmadığına da tek başına delalet etmez. Her iki durumda da tüm olgular göz önüne alınmalıdır.

- Miras bırakanın malvarlığında bu satış parasının çıkmaması,

- Yaşamı boyunca taşınmazlarını satmayan kişinin ölümüne yakın taşınmazlarını satması halide muvazaaya delalet eder.

- Son olarak da olayda tarafların miras bırakanla olan yakınlıkları ve ilişkileri önemlidir. Hep karşılaşılan bir durum olarak babanın oğluna taşınmazı devretmesi hali örnek gösterilebilir.

6-Muris Muvazaası Davasında Talebimiz Ne Olmalıdır?

Hakkı çiğnen mirasçılar ya “iptal ve tescil” davası açabilirler ya da taşınmazın “terekeye iadesini” talep edebileceklerdir. Örneğin dört kardeşten ikisi dava açtığını varsayalım. Böyle bir durumda mal terekeye iade değil de sadece davayı açan iki kardeşin payları oranında iptal ve tescil yapılır. Fakat kendi payları oranında dava açmayıp muvazaaya konu olan taşınmazın terekeye iadesini talep etmeleri halinde tüm mirasçıların iştirak etmesi gerekiyor bu sağlanmadığı takdirde terekeye temsilci atanması gerekiyor.

7-Tapu iptal ve tescil talebimizle birlikte ecrimisil talep edilebilir mi?

Muris muvazaası ispatlanırsa devirler geçersiz olacağından davaya konu taşınmazı o şekil de iktisap eden kişi mirasbırakanın ölüm tarihinden başlayarak davacı payı oranında ecrimisil talep edilebilecektir.

8- Muris muvazaası ve Tenkis talebi birlikte talep edilebilir mi?

İstenilebilir hatta terditli olarak talep etmeniz faydanıza olacaktır. Çünkü muris muvazaası davanız reddedilirse tenkisden devam edilir. Şimdi tenkis davalarında 1 yıllık zamanaşımı süresi var diyenleri duyar gibiyim. Ancak muvazaa davasında yapılan her bir işlem zamanaşımı kesip yeniden başlatır. Bu yüzden problem olmayacaktır. Aslında muvazaa ile birlikte tenkisi talep etmeseniz dahi ıslah edip tenkise dönebilirsiniz.

9-Muris muvazaası olarak değerlendirilebilecek işlemler nelerdir?

- Tapulu taşınmazı murisin mirasçılardan birine satış olarak göstermesi hali;

Örneğin baba kızlarından mal kaçırmak için 2 tane evini oğluna tapuda satış yapmış gibi devretmesi halinde muvazaa gündeme gelir. Ya da babanın taşınmazı önceki evliliğinden (BİRİNCİ EVLİLİKTEN ) olan çocuklarına satması halinde de muvazaa davası açılabilir.  Veyahut tam tersi ikinci evlilikten olan çocuklarına satış yapıyor. Yine muvazaa davası açılabilir. Bazen de baba mallarını ikinci eşine satıyor. Elbette bu durumuda da muvazaa davası açılacaktır.

10- Muris muvazaasının istisnaları yani muvazaaya konu olmayacak işlemler?

a-Elden (gizli) bağış olgusu

Uygulamada en çok karşılaşılan durum elden bağış olgusudur. Örneğin mirasbırakan yani babanız sağlığında 3. Kişiden satın aldığı taşınmazın tapu kaydını oğlunun üzerine yapar. Oysaki kardeşinizin ödeme gücü yoktur. Babanız tarafından taşınmazın parası ödenmiştir. Baba öldükten sonra diğer mirasçılar öğrenir ve bunun elden (gizli) bağış olduğunu iddia edip muris muvazaası davası açmaya kalkarlar. Hatalı burada muris muvazaası yok. Çünkü babanızın adına kayıtlı bir taşınmaz kardeşinizin üstüne yapılmamış. Ancak tenkis davası açabilirsiniz. Muris muvazaası bu somut olayda mevcut değildir.

b-Denkleştirmeye tabi bağış

Miras bırakan tarafından yasal mirasçılara yapılan sağlar arası karşılıksız kazandırmalar denkleştirmeye diğer adıyla iadeye tabidir. Uygulama da iade davası olarak açılır. Muris muvazaasına ilişkin davalarla ilgisi yoktur.

c-Evlilik sözleşmesindeki bağış veya bağış vaadi

Uygulama da sıklıkla karşılaşılan bir durum olan; eşlerden birinin diğerine mal bağışlaması ya da belli bir zaman geçtikten sonra bağışlama vaadinde bulunması hali. Örneğin babanız tekrardan evlenmek istediğini varsayalım evleneceği kadına mihir olarak bir taşınmazı devreder veya ileriki bir tarihte devredeceğine dair sözleşme yapar. Bu gibi durumlarda muvazaa iddiası gündeme gelemez. Muvazaa davası açarsanız da reddedilir.

d-Mirastan Feragat Sözleşmesi

Mirastan feragat sözleşmesi kısaca; miras bırakan kişi ile onun mirasçısı veya mirasçıları miras bırakanın ölmesi halinde kendilerine kalacak mallardan pay istemeyeceklerine dair yapılan bir sözleşmedir. Bu sözleşme gerçekten var ise muris muvazaası davanız redde mahkum olur. Ancak TMK’nun mirastan feragat sözleşmesi ile ilgili şartlara haiz değilse muvazaa davanız kabul edilir. Şöyle ki; bu sözleşme yazılı olmalıdır ayrıca miras bırakanın yani babanızın da sözleşme de yer alması gerekir. Örneğin ismi yazıyor ancak babanızın imzası yok o vakit geçersiz olur muvazaa davası görülebilir.

e-Tapusuz taşınmazlar ve taşınır mallar

Tapusuz taşınmazlar ve taşınır mallar muris muvazaası kapsamında değildir. Örneğin babanız arabasını erkek kardeşinize satmış gibi noterde devretti. Ancak siz de biliyorsunuz ki kardeşinizin o aracı almaya maddi gücü yok. Bu gibi hallerde muris muvazaası davası açamazsınız. TBK m.19 uyarınca genel muvazaaya başvurabilirsiniz. Öte yandan tapusuz taşınmazlar taşınır kabul edildiği için eğer tapusu olmayan bir arsa veya evi babanız mirasçılardan birine bıraksa yine muris muvazaasına başvuramazsınız.

f-Mirasbırakanın evlat edinmesi halinde mirasçıların muvazaa iddiası

Uygulama da baba evlat ediniyor. Ardından ölünce öz evlatları muvazaa iddiasın da bulunarak evlatlığın mal almasını engellemek için evlatlık ilişkisinin muvazaalı olduğunu bundan sebep iptalini talep ediyorlar. Ancak talep edemezler.

g-Murisin borçlandırıcı işlem yapması hali

Uygulama da sıklıkla görülen bir durumdur. Örneğin baba oğullarından biri lehine kendisini borç altına koyması. Halbuki çocuğu ile aralarında ticari bir ilişki yok oğlundan borç almayı gerektirir bir halide yok. İşte mal kaçırmak için yapılan bir yoldur. Bu gibi hallerde muris muvazaası davası açamazsınız. En fazla yapabileceğiniz bir senet düzenlenmiş ise baba – oğul arasında menfi tespit davası açabilirsiniz.

Özetle;

- Mirasbırakanın mirası paylaştırma ve denkleştirme kastı ile hareket ettiği davalarda mirasçıdan mal kaçırma amacından ve muvazaadan söz edilemez.

- Mirasbırakanın yine mal kaçırma amacı olmayan ağır hastalığının tedavisi amacıyla taşınmazını satması halinde muvazaadan bahisle iptal kararı verilemez.

- Mirasbırakanın az mal satarak çok para elde etme imkanı varken, taşınmazlarını çok az bedelle oğluna satması halinde mal kaçırma amacı ve muvazaa kastı vardır.

- Yine satıştan bir hafta sonra ölen murisin terekesinde hiçbir harcama yapmadığı halde para çıkmaması da muvazaaya karinedir.

- Mirasbırakanın çocuklarına kızarak taşınmazlarını değerlerinden çok düşük bedelle üçüncü kişilere satışlarında da amaç mirasçıları miras hakkından yoksun bırakmak ve muvazaa olduğundan işlem iptal edilmelidir.

- Mirasbırakanın hiçbir neden yokken ölümüne yakın birkaç gün içinde yaptığı temliklerde özellikle bu temlikler mirasçılardan birine veya birkaçına yapılmışsa muvazaa davası kabul edilmelidir.

Görüldüğü üzere bazı durumlarda muvazaa gündeme gelmemekteyken bazı durumlarda muvazaa olgusu oluşmaktadır. Somut olaya göre değerlendirme yapılmalıdır.

Muris Muvazaası İle İlgili Yargıtay Kararları

Muris muvazaasına ilişkin dava dışında, elbirliği mülkiyetinin bulunduğu hallerde davanın pay oranında açılamayacağı gözetilmelidir. (Y1HD. 2008/7046 E. 2008/11354 K.)

Muris muvazaası davasında talep; pay oranında tapu iptal ve tescil isteğidir. İstek pay oranında tapu iptali ve tescil olduğuna göre, tüm mirasçılar adına iptal ve tescil kararı verilmesi hatalıdır. (Y1HD. 2012/7864 E. -11239 K.)

Muris muvazaası her türlü kanıtla ispatlanabilir ve davacının payı ile sınırlı olarak iptal ve tescile karar verilmelidir. (Y7HD. 2000/2256 E. -3259 K.)

Pay oranının iptali – taleple bağlılık ilkesi; Davacılar payları oranında iptal ve tescili talep ettikleri halde mahkemece taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle taşınmaza dair kaydın tamamının iptali ile mirasçılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline şeklinde karar verilmesi isabetsizdir. (Y1HD. 2013/8222 E. -10030 K.)

Payı oranında iptal ve tescil isteği var iken, istek aşılarak dava dışı mirasçıları da kapsar şekilde iptal tescile karar verilemez. (Y1HD. 2013/2511 E. -6382 K.)

Ecrimisil talebi kendisinden mal kaçırılan mirasçı davacı, murisin ölüm tarihinden başlayarak dava tarihine kadar ecrimisil talep edebilir. (Y3HD. 2006/1828 E. -3598 K.)

Ecrimisil isteği; Ecrimisil, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedel olup, davacının intifadan men edildiğinin saptanması halinde hükmedilebilir. (Y3HD. 2006/1871 E. -3679 K.)

Ecrimisil talebi intifadan men ilişkisi; Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirinden ecrimisil isteyemezler. Ancak muris tarafından kurulan fabrika, otel, fırın gibi hasılat getiren ticari amaçlı ortak yerler için intifadan men koşulu aranmaz. (Y3HD. 2008/12014 E. -1317 K.)

Temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla değil de murisin kızının borçlarının ödenmesi niyetiyle yapıldığı durumda muvazaalı temlikten söz edilemez. (Y1HD. 2012/9461 E. -13345 K.)

Davalı samimi alıcı ise muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve teşcil isteğinin kabulüne karar verilemez. (Y1HD. 2013/1505 E. -1729 K.)

İhtiyati tedbir istemli muris muvazaası davasındaki kararın kesinleşmesiyle birlikte tedbir kalkacağından aleyhine tedbir kararı verilen kişinin bir zararı oluşursa tazminat isteyebilir. (Y1HD. 2012/5543 E. -4817 K.)

Muvazaa nedenine dayalı davalarda dava değeri, davayı açan mirasçının payına isabet eden değerdir. Bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilir. (Y1HD. 2013/7324 E. -9628 K.)

Muris muvazaasına dayalı davalarda zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu olmaz. (Y1HD. 2006/7105 E. -9159 K.)

Miras bırakan kadastro tespitinden sonra öldüğüne göre, muvazaa nedenine dayalı dava 3402 sayılı kadastro kanunun 12. Maddesinde yer alan 10 yıllık süreye tabi değildir; Anılan kararda bilindiği üzere 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12. Maddesi hükmü, kadastro tespitinden önceki haklara ilişkin açılacak davaların, tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılabileceğini hükme bağlamıştır. Diğer taraftan, miras bırakanın ölümü ve terekenin açıldığı tarih itibariyle mirasçıların tereke üzerinde hak sahibi olacakları tartışmasızdır. Böylelikle 10 yıllık zamanaşımı uygulanmaz. (Y1HD. 2008/5099 E. -6556 K.)

Muvazaaya konu taşınmazların farklı yörelerde bulunması halinde davacı bir taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde diğer taşınmazları da kapsayacak şekilde dava açabilir. (Y1HD. 2008/3682 E. -5677 K.)

Mirasbırakanın muvazaaya dayanan temlikine karşı tapu iptali istenmiş, tescil istenmemişse bu eksiklik davanın reddini gerektirmez. Bu durumda mahkemece imkan tanınarak dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmalıdır. (Y1HD. 2007/7271 E. -8443 K.)

Muvazaalı olarak tapu iptali ve tescil ile tenkis isteği kademeli ileri sürülebilir. (Y1HD. 2003/3294 E. -5116 K.)

Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirden tenkis isteğinin varlığı halinde, tenkis isteğine yönelik değerlendirme yapılması zorunludur. (Y1HD. 2012/8080 E. -12215 K.)

Gizli bağış nedeniyle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemi; miras bırakanın nizalı taşınmazların kayıtla maliki olmadığı anlaşıldığından muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddi gerekir. Ancak taşınmazların satış bedelinin muris tarafından ödendiğinin saptanması halinde Medeni Kanun da düzenlenen tenkis hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. (Y1HD. 2003/2320 E. -2656 K.)

Bedeli ödenerek gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında tenkis söz konusu olur. (Y1HD. 2011/8836 E. -10529 K.)

Taşınmazların üçüncü kişiden satın alınırken bedellerinin miras bırakan tarafından ödendiği olgusunun yazılı delille kanıtlanması gerekir. (Y1HD. 2019/15266 E. -6596 K.)

Muris muvazaası iddiasına dayalı olarak pay oranında istekte bulunabileceği gibi, terekeye iade (tüm mirasçılar adına tescil) de istenebilir. Ancak bu durumda diğer mirasçıların muvafakati sağlanmazsa terekeye temsilci atanması gerekir. (Y1HD. 2012/9447 E. -12794 K.)

Terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların sıfatları sona ereceğinden davayı takip yetkisinin temsilciye ait bulunduğu. (Y1HD. 2013/3636 E. -8295 K.)

Davanın ıslah edilerek tenkis istemine dönüştürülmesi; o halde davanın tamamen ıslah edilmesi halinde ıslah olunan dava, ilk dava tarihinde açılmış sayılır ve hak düşürücü sürede bu tarihte kesilmiş olur. Bu sebeple dava açma süresi, ilk dava ile korunmuş olacağından hak düşürücü sürenin hesabında ıslah tarihinin değil, ilk dava tarihinin esas alınması gerekir. Mahkemece değinilen hususlar gözetilmeksizin aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. (Y1HD. 2013/754 E. -5575 K.)

Muvazaa hukuksal nedenine dayalı davada davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı – her bir davalı adına kayıtlı taşınmazların toplam değeri üzerinden kabul kapsamına alınan pay oranında davalılar aleyhine ayrı yargılama giderine hükmedilmesi gerekir. (Y1HD. 2013/1778 E. -5751 K.)

Ehliyetsizlik – muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında öncelikle incelemenin ehliyetsizlik yönüyle yapılması gerektiği; hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, ATK’dan rapor alınması ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde davanın kabulüne karar verilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası hukuksal nedeni üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. (Y1HD. 2016/16649 E. -4754 K.)

Mal kaçırma amacı – satış bedeli ile rayiç değer arasında fahiş fark bulunması; davalının çekişmeli 3 ve 4 no’lu bağımsız bölümlerin satış bedelini ödediğini kayda dayalı ispat edemediği, kaldı ki murisin mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacının olmadığı, akitte gösterilen satış bedeli ile keşifte saptanan rayiç değerler arasında da fahiş fark bulunduğu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalıya yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu anlaşılmıştır. (Y1HD. 2021/3679 E. -2216 K.)

Elbirliği mülkiyetinde ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Somut olayda elbirliği mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar vardır. Hal böyle olunca davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine temsilci atayarak davanın sürdürülmesi gerekir. (Y1HD. 2006/7661 E. -9683 K.)

Mirastan ıskat davası reddedildiğinde ıskat ayakta olduğundan, ıskat edilenin alt soyu o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi mahfuz hisselerini isteyebilirler. (Y2HD. 2007/15355 E. -17423 K.)

Vasiyetname ile mirastan ıskat edilenin muvazaa nedeniyle dava açabilmesi için vasiyetnamenin iptal davasının açılması ve kararın kesinleşmesi şarttır. (Y1HD. 2016/5808 E. -5422 K.)

Mirasçılar arasında yabancı uyruklular varsa, murisin ölüm tarihinde uyruğundan olduğu ülke ile Türkiye arasında kanuni miras yoluyla taşınmaz mülkiyeti edinmede karşılık bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. (Y2HD. 2008/21466 E. -1471 K.)

Muris muvazaasında üçüncü el konumunda olan davalı tarafın iyi niyetli olup olmadığı araştırılmalı ve davalının TMK 1023. Madde koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının açıklığa kavuşturulması gerektiği. (Y1HD. 2021/2055 E. -3014 K.)

Davalının temlikin muvazaalı olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişi olması TMK 1023. Maddeden yararlanma olanağının bulunup bulunmadığı. “Somut olayda davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu açıktır. İş bu sebeple TMK 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanması mümkün değildir.” (Y1HD. 2021/2723 E. -1731 K.)

Davalının aynı anda dört adet bağımsız bölümü satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu – temliklerin kısa aralıklarla yapıldığı ve değerler arasında aşırı fark bulunduğu nazara alındığında davalının iyi niyetli olmadığı TMK 1023 hükmünden yararlanamayacağı. (Y1HD. 2020/12432 E. -537 K.)

Muris muvazaasında irade beyanın yönü; Bunun için ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. (Y1HD. 2006/14705 E. -2028 K.)

Murisin iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak amacına yönelik olmadığının anlaşılması halinde muvazaa davasının reddi gerekir. (Y1HD. 2011/6913 E. -7715 K.)

Terekesinde başka taşınmazlar bulunan murisin mal kaçırma iradesiyle hareket etmesi halinde bu taşınmazları da temlik edebileceği halde etmediği durumda kastının mal kaçırma yönünde olmadığı kabul edilmelidir. (Y1HD. 2003/3294 E. -5116 K.)

Hak dengesi gözetilerek muris sağlığında paylaştırma yapmışsa mal kaçırma kastından söz edilemez. (Y1HD. 2013/1209 E. -5186 K.)

Mirasbırakan, sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa, mirasçıdan mal kaçırma kastından söz edilemez. (Y1HD. 2016/14650 E. -3057 K.)

Murisin geride kalan malvarlığı değerinin keşifte saptanması ve temlik edilen taşınmazlarla kıyaslanması ve bunun makul sayılabilecek sınırda kalıp kalmadığı göz önünde tutulmalıdır. (Y1HD. 2013/439 E. -4785 K.)

Çekişmeli taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile gerçek değeri arasında aşırı oransızlık tek başına muvazaanın kanıtı olamaz. (Y1HD. 2013/4120 E. -6914 K.)

Minnet duygusu ile davalıya temlik işleminde mirastan mal kaçırma amacının bulunmadığı kabul edilmelidir. (Y1HD. 2016/16629 E. -5200 K.)

Mirasbırakanın yıllardır kendisine bakan eşine bakılmasından duyduğu minnet sonucu yaptığı temlikte mirasçıdan mal kaçırma amacı yoktur. (Y1HD. 2016/798 E. -4844 K.)

Murisin alım gücü bulunmayan oğluna yaptığı devrin muvazaalı olduğunun kabulü gerekir. (Y1HD. 2013/5278 E. -8683 K.)