ZURNADA PEŞREV

Abone Ol
Türkiye’de, karşı görüşlere tahammül ve hoşgörü  ortamı giderek kayboluyor. 

Birisini veya bir şeyi eleştirdiğiniz zaman mutlaka kötü niyetli ve maksatlı kişi oluyorsunuz.

Yargıyı mı eleştirdiniz ?

Ergenekoncu’sunuz.

4+4+4’ü veya İmam Hatipleri mi eleştirdiniz ? 
           
Her şeye muhalifsiniz, komünistliğe kadar yolunuz var.


60 aylık eğitimi mi eleştirdiniz ?


Terörden yanasınız, PKK’lı bile olabilirsiniz.


Suriye politikasını mı eleştirdiniz ?


Vatan haini olabilirsiniz.


Biz de; eleştirmeden bazı olayları ve bazı sözleri alt alta koyalım dedik. Belli bir sıra ve amaç gütmeden, son günlerin dikkat çekici olaylarını sıralayalım diye düşündük..


Hani Türkçe’de çok güzel bir deyim vardır : “Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına” diye, işte sıraladığımız olay ve sözler de böyle ;


“Ne çıkarsa bahtına…”


Açıklama ve yorum gerekirse, ilgililerden ve siz okuyucularımızdan gelsin.


DAVETİYE

İptal edilen Zafer Bayramı resepsiyon törenleri için davetiye basılmış. Basında yer aldığı kadarı ile davetiye üzerinde Anayasa’da yer alan tabiri ile “Türkiye Cumhuriyeti Devleti-TC” yerine şöyle yazıyor :


“Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Bayan Gül… Çankaya Köşkünde düzenlenen respsiyona katılımlarını rica eder.”


ŞEHİT TÖRENLERİNDE

Teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan askerler için camide dini tören yapılıyor. Ön safta birkaç siyasi parti lideri yer almış, cenaze namazı kılmak için bekliyorlar. Önde çok sayıda şehit cenazeleri yan yana dizilmiş, yanında imam ve arka saflarda duran siyasilerin resimleri altına gazeteler şöyle bir başlık atıyorlar :


“Özlenen manzara”  !


ŞÜKÜRLER OLSUN

İzmir’de büyük bir terör hareketi oldu. Ölenler, yaralananlar var. Bir Bakan şöyle bir demeç veriyor :

“Teröristleri İzmir’e kadar getirdik, denize dökeceğiz.”


GEÇ GELEN ADALET


Basından haberler : “İlk tutuklamaları 2007 yılında başlayan, 65’i tutuklu 274 sanıklı Ergenekon davasının 226. duruşması, ilk tutuklamaları 2009 yılında başlayan 250’si tutuklu 365 sanıklı Balyoz davasının 105. duruşması yapıldı.” 
Türkiye Cumhuriyeti’nde ve hatta dünyada, bu kadar uzun süren ve bu sayıda duruşması yapılan bir başka dava yoktur.


Bir özdeyiş var, herkes biliyor ve söylüyor : “Geç gelen adalet, adalet değildir”. 
Eğer gelirse…
Bir başka konuda olsa dahi ““Yargıya gerekeni söyledik, yargı gerekeni yapacak” söylemleri adalete olan güveni sarsıyor ve sorgulanmasına yol açıyor.


SUÇLU AT
Tüm hayatımıza uygulanabilecek bir örnek. Kes, biç, yapıştır, uygula;
Bağlı bulunduğu at arabasını sürükleyerek kaçan ve yolda annesi ile birlikte yürümekte olan bir çocuğa çarpmak suretiyle ölümüne neden olan olayda; at ve anne suçlu bulundu. Atın suçlu bulunması bir mizah konusu ama annenin suçlu bulunması tam bir dram. Mahkeme kararında annenin suçu : “Her iki tarafında da yaya yolu ve banket bulunmayan yolun sol kenarından yürümemek” şeklinde belirlendi. Yolu bu şekilde trafiğe açan, yaptığı yola yaya yolu yapmayan, ruhsat ve izin veren için hiç bir şey yok.


EN ÖNEMLİ HABER

Eğer olursa, bir gün en önemli haber şöyle olacaktır : “Bu gün şehit vermedik ve ölümlü trafik kazası yaşamadık.”

DAHA SADIK

Hata yapan bürokrat veya görevli hiçbir şekilde değiştirilmiyor, hesap sorulmuyor, üstelik korunuyor. Bu durumda iktidara daha bağımlı, daha sadık bir bürokrat kesimi oluşuyor.

Eskiden “Devlet Memuru” vardı, şimdi “İktidarın Memuru” oldu.

Basında, iş dünyasında, özel kesimde bile tarafsız olmak bir tehlike haline geldi. Tarafsız olan; kendini, yerini, çevresini, makamını güvende hissetmiyor.

Oysa, asıl olan tarafsız olmaktır. Doğruyu söylemektir.

“Dost, acı söyler” derler. Yani gerçek dost, her olayda destekleyen yağ çeken değil, doğruyu söyleyen, eleştirendir.

Ama eleştiri korkulan bir meslek haline gelmişse, ülkenin geleceği karanlığa girmiş demektir.

Peki bundan ne çıkar…

“Ne çıkarsa bahtına !”


Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı



(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)