MAKALE

Yargı Pratiğinde Cinsel Taciz Suçu ve Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Ayrımı

Abone Ol

GİRİŞ

Cinsel taciz ve kişilerinin huzur ve sükununu bozma suçları, Türk Ceza Kanunu sistematiğinde farklı bölümlerde yer almalarına ve farklı hukuki değerleri korumalarına rağmen uygulamada sıklıkla birbirine karıştırılan veyahut da birlikte değerlendirilmesi gereken iki suç tipi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu birlikteliğin nedeni ise temel olarak suçun maddi unsurlarından fiilin makalemizin konusunu oluşturan cinsel taciz ve huzur ve sükunu bozma suçları bakımından büyük oranda benzerlik göstermektedir. Öyle ki, çoğu durumda her iki suç tipinde de fail aynı tür hareketler sergilemekte, buna karşılık farklı yaptırımlarla karşılaşmaktadır. Suçun vasıflandırılması bakımından temel ayrımın doğru şekilde yapılması için dikkate alınması gereken kriter suçun manevi unsurlarından kasttır. Söz konusu ayrımda esas belirleyici olan kast unsuru olup makalenin devamında her iki suç tipi de bu yönüyle incelenecektir.

CİNSEL TACİZ SUÇU (TCK 105)

Taciz, Arapça “ta:ciz” kökünden gelmekte olup Türk Dili Kurumu tarafından “Tedirgin etme, rahatsız etme” şeklinde tanımlanmaktadır. Cinsel taciz suçunda ise, söz konusu tacizin cinsel amaçla gerçekleşmesi gerekmektedir. Cinsel taciz suçu, kanun sistematiği bakımından cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bölümünde yer almakta olup söz konusu kanun maddesi ile kişilerin cinsel dokunulmazlığı ve bütünlüğü korunmaya çalışılmıştır. 

Kanunun 105. maddesine göre; “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”.

Kanaatimizce cinsel taciz suçuna ilişkin en yerinde tanım, Prof. Dr. Mahmut KOCA tarafından yapılmıştır. KOCA’ya göre cinsel taciz “birey veya bireylerin cinselliklerine yönelen sözlü veya yazılı vücuda temas içermeyen rahatsız edici nitelikte cinsel amaçlı her türlü harekettir.”[1]

Cinsel taciz suçunun, diğer cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan en önemli farkı bu suçta herhangi bir temasın gerçekleşmemesidir. Öyle ki, cinsel taciz suçu, 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nun 421. maddesinde “söz atma ve sarkıntılık suçu” olarak karşılık bulmaktadır.

Cinsel taciz suçunun fiil unsurunu oluşturan cinsel saikle verilen rahatsızlık genellikle söz, yazı yahut bir takım hareketlerle karşımıza çıkmaktadır. Uygulamada sıklıkla görülen örneklerini ise sosyal medya üzerinden mesaj atmak, aramak, camını tıklatmak, araçla takip etmek ve benzeri hareketler oluşturmaktadır.

HUZUR VE SÜKUNU BOZMA SUÇU (TCK 123)

Huzur ve sükunu bozma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Hürriyete Karşı Suçlar başlıklı yedinci bölümünde düzenlenmekte olup madde 123’e göre, sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir. [2]

Huzur ve sükunu bozma suçunun fiil unsurunu çoğunlukla telefonla arama, mesaj atma, evin kapısını çalma, evi gözetleme,  sosyal medya üzerinden yorum yapma, araçla takip etme gibi hareketler oluşturmaktadır. Eski sevgilinin veya flörtün mağdura yönelik ısrarlı mesaj ve aramaları bir huzur ve sükunu bozma suçuna tipik bir örnek olarak değerlendirilebilir.  Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. [3]

TCK 123 kapsamında huzur ve sükunu bozma suçunun sübuta ermesi için kanun gerekçesine göre bu hareketlerin sırf mağdurun huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla yapılması gerekmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun maddi unsurunu belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulması oluştururken korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama hakkı olarak tanımlanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre de huzur ve sükunu bozma suçunun manevi unsuru özel kast olup eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. 

CİNSEL TACİZ VE HUZUR VE SÜKUNU BOZMA SUÇU AYRIMI

Bu noktaya kadar fark edilmiştir ki, her iki suç da bilhassa suça konu fiil bakımından büyük oranda benzerlik göstermektedir.

Kanun lafzı, faili  “cinsel amaçlı olarak taciz eden” kişi olarak tanımlayarak esasen cinsel taciz suçunun sübuta ermesi için suçun manevi unsuru kastın cinsel arzu ve isteklerin tatmini olduğunu da ortaya koymaktadır. Cinsel taciz suçu, ancak cinsel arzuları tatmin kastıyla işlenebilir. Failin “cinsel bir saikle” hareket etmesi cinsel taciz suçunun şartlarındandır. Aksi halde suçun unsurları meydana gelmemiş olur. Pek çok örnekte ise cinsel taciz suçunun kast unsuru meydana gelmemişse, cinsel taciz suçundan ziyade huzur ve sükunu bozma, hakaret, tehdit gibi suçlar gündeme gelmektedir. Hakimin sanığın kastına yönelik değerlendirmesi suç vasfının belirlenmesi bakımından belirleyici olmaktadır. Hakim yapılan davranışların şehvet duygusu ile yapılmış olup olmadığını, hadisenin niteliğine göre takdir eder. Fail başka bir amaçla hareket etmiş ise, duruma göre, tehdit (m. 106), kişilerin huzur ve sükununu bozma (m. 123) ya da hakaret (m.125) gibi suçlar oluşabilir. [4]

KOCASAKAL’a göre, Uygulamada ve suçun yapısal özellikleri sebebiyle bu çerçevede daha çok TCK 105. maddede düzenlenen cinsel taciz suçu, 106. maddedeki tehdit suçu, 107. maddedeki şantaj suçu, 116. maddedeki konut dokunulmazlığını ihlal suçu, 125. maddedeki hakaret suçu, 134. maddedeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, TCK 183. maddede düzenlenen gürültüye neden olma suçu, 179/2. madendeki trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçu, 86. maddedeki kasten yaralama öne çıkmaktadır. [5]

SUÇ VASFININ DEĞİŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN ÖRNEK YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

Cinsel taciz suçu ile huzur ve sükunu bozma suçu arasındaki bu benzerlik, yargılama pratiğinde ek savunma alınarak suç vasfının değiştirilmesi yahut içtima hükümleri uygulanarak cinsel tacizden hüküm tesisi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Uygulamada özellik gösteren bir diğer husus da fiillerinin bu denli yakınlık gösterdiği her iki suçun birlikte işlenmesi durumunda hakimin vereceği karardır. Öyle ki fail tek eylemiyle mağdura karşı hem cinsel taciz suçunu hem de huzur ve sükunu bozma suçunu işleyebilmektedir. Örnek vermek gerekirse, eski sevgilisine hem cinsel saiklerle hem de rahatsızlık vermek amacıyla arayarak rahatsız eden fail hakkında, Yargıtay 14. Ceza Dairesi  04.11.2015 tarihli 2014/45 Esas, 2015/10201 Karar sayılı kararında hem cinsel taciz hem huzur ve sükunu bozma suçu sübuta erdiğinden bahisle fikri ictima uygulanarak daha ağır cezayı gerektiren cinsel taciz suçunun uygulanması gerektiğini, aynı anda her iki suçtan da ceza tayin edilmesini bozma nedeni saymıştır.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 25.12.2023 tarihli 2023/7931Esas, 2023/8843 Karar sayılı kararında sanığın tanışma, konuşma ve arkadaş olmak amaçlı davranışları cinsel taciz suçu olarak değil, TCK 123 kapsamında huzur ve sükunu bozma suçu olarak değerlendirilmiş bu suçun sübuta ermesi için de sanığın ilk aramasından sonra aramalarına devam edip etmediğinin araştırılması gerektiği belirtilmiştir.

Sanığın mağdureye yönelik ilk aramasında ve konuşmasında mağdure ile tanışmak, konuşmak ve arkadaş olmak istediğini söylemesi şeklinde Mahkemece kabul edilen eylemin, mağdurenin aşamalardaki beyanları, sanık savunması ve tüm dosya kapsamına göre, cinsel taciz içerikli herhangi bir söz veya eylem ile sanığın cinsel tatmin amacıyla hareket ettiğine dair mağdurenin soyut beyanı dışında başkaca bir delil bulunmadığı, sanığın ilk aramasından sonra ertesi gün aramadığı beyanı karşısında savunmanın aksine herhangi bir araştırma yapılmadığı, yapılacak araştırma neticesinde sanığın ikinci kez aradığının tespiti halinde devamlılık ve ısrar içeren eylemlerinin 5237 sayılı Kanun'un 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi 21.02.2017 tarihli, 207/184 Esas 2017/222 Karar sayılı cinsel taciz suçu yönünden beraat, huzur ve sükunu bozma suçu yönünden mahkumiyet hükmü verilen mahkeme kararında TCK 44. maddesinin tartışılmaması bozma nedeni kabul edilmiştir. Mahkeme, cinsel taciz yönünden niçin beraat kararı verildiğinin CMK 289-1g gereği gerekçelendirilmesini aramıştır.

Sanığın üzerine atılı kişilerin huzur ve sükununu bozma, cinsel taciz suçlarının telefonla aranarak işlendiği nazara alındığında eylemin tek suç olup olmadığı, eylem nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 44. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasının zorunlu olduğu halde gerekçede eylemin tek suç olup olmadığı ve sanık hakkında TCK'nın 44. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması suretiyle CMK'nın 289/1-g maddesine muhalefet edilmesi, …

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi’nin 20.03.2017 tarihli 2017/669 Esas, 2017/722 Karar  sayılı kararında; suça konu hangi mesajlarının cinsel taciz, hangi mesajlarının tehdit, hangi mesajlarının kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunu oluşturduğunun tartışılmamasını bozma nedeni kabul etmiştir.

3-Cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için söz yazı veya davranışın cinsel amaçlı olarak yapılmasının gerekmesi karşısında, sanığın hangi mesajlarının cinsel taciz, hangi mesajlarının tehdit, hangi mesajlarının kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunu oluşturduğunun kabul edildiğinin kararda ayrıntılı şekilde açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması, …

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi tarafından 08.02.2027 tarihinde verilen 2016/191 Esas, 2017/201 Karar sayılı kararda sanığın sevgi mesajlarını cinsel taciz kastıyla atmadığı savunmasına yönelik mahkeme huzur ve sükunu bozma suçundan mahkumiyet, cinsel taciz suçu yönünden beraat kararı vermişse de savcılık itirazı sonucu karar bozulmuş ve "Seni seviyorum, İzmir güzelim, seni sevdiğimi herkese açıklayacağım,  senden başkasıyla evlenmem, seni istediğimi dünyaya duyuracağım" şeklindeki, ifadelerin cinsel taciz suçunu oluşturduğuna hükmedilmiştir.

SONUÇ

Esasen yazımızın konusunu oluşturan her iki suç tipinin uygulamada birbirine yakınlık göstermesi TCK 123’te düzenlenen huzur ve sükunu bozma suçunun genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olmasından kaynaklanmaktadır. Huzur ve sükunu bozma suçunun meydana gelmesi için kanunda yer verilen hakaret, tehdit, cinsel taciz gibi sair suçların oluşmaması gerekmektedir. Bir bakıma huzur ve sükunu bozma suçu kanunda yer verilen sair suçların şartlarının oluşmadığı hallerde haksız bir takım fiillerin cezalandırılabilmesi için bir boşluğu doldurmaktadır.

Cinsel taciz suçu ve huzur ve sükunu bozma suçu yukarıda izah edildiği üzere suça konu davranışın benzerliği nedeniyle yargı pratiğinde kimi zaman birlikte değerlendirilmekte ve suçun vasıflandırılmasında hataya düşülmektedir. Ekseriyetle iddianamenin cinsel taciz maddesinden düzenlendiğine ve kovuşturma aşamasında kast unsurunun tartışmaya açılmasıyla birlikte huzur ve sükunu bozma suçundan ek savunma alınması yoluna gidildiği görülmektedir.

Uygulamada huzur ve sükunu bozma suçundan ceza verilmesine karar verildiği hallerde üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verildiği, bu cezanın da adli para cezasına çevrilebildiği göz önüne alındığında bilhassa infaz rejimi bakımından daha ağır bir yaptırıma tabi tutulan cinsel taciz suçunun hangi hallerde meydana geldiğinin tespiti adil bir yargılamanın varlığı için büyük önem kazanmaktadır.

Bu noktada hukuk uygulayıcılarının öncelikli görevi failin suça konu fiil ile kastının yalnız rahatsız etmek mi yoksa cinsel arzuları tatmin etmek mi olduğu hususunu somut deliller ışığında değerlendirmektir. Bilhassa yüksek mahkeme içtihatları ile her iki suç tipinin kast unsuru bakımından ayrımı derinleştikçe, yerel mahkemelerin de maddi gerçeğe ulaşma imkanı güçlenecektir.

Av. Burakhan ÇALIŞKAN

--------------------

[1] Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler Prof. Dr. Mahmut Koca, Prof. Dr. İlhan Üzülmez, sayfa 418

[2] Yargıtay 12. Ceza Dairesi 02.11.2023 tarihli 2023/807 Esas, 2023/4688 Karar sayılı karar

[3] Yargıtay 18. Ceza Dairesi  24.09.2019 tarihli 2017/7323 Esas 2019/12883 Karar sayılı karar

[4] Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler Prof. Dr. Mahmut Koca, Prof. Dr. İlhan Üzülmez, sayfa 422

[5] Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK 123) Ümit Kocasakal, Ankara Barosu Dergisi 2015 / 2, sf. 131