TAŞIT ALIM-SATIM İŞLERİNDE DEVAMLILIK VE TİCARİ KAZANÇ

Abone Ol

Bilindiği gibi, ticari bir organizasyon çerçevesinde ve sürekli olarak motorlu araç alım – satımının yapılması halinde gerçek usulde gelir vergisi kaydının açılacağı bilinmektedir (Bkz. GVK md. 37). Uygulamada vergi daireleri ticari faaliyetin bir organizasyon çerçevesinde yapılıp, yapılmadığının açık olmadığı durumlarda sürdürülen faaliyetin devamlılık niteliğini haiz bir ticari faaliyet olup olmadığı noktasında tereddütlerin yoğunlaştığı ikinci el taşıt alım-satımı faaliyetleridir. [1]

Maliye Bakanlığı tarafından, internet üzerinde yapılan araştırmalarda devamlılık arz edecek şekilde, taşıt alım – satımı yapanların vergi kayıtları açılmaktadır. Buna göre, aynı yıl içerisinde (5) ve daha fazla sayıda ki araç alım – satımı yapanlar incelemeye sevk edilmesi ön görülmüştür. [2] Aynı yıl içerisinde (5) ‘ten az sayıda araç alım – satım işlemi yapanlar hakkında ise bu işlemin kişisel ihtiyaç kapsamında olduğu ve devamlılık arz etmediği anlaşıldığından bu kişiler hakkında mükellefiyet kaydı açılmayacaktır. [3]

Buradan çıkarılacak sonuçlar şöyledir;

1) Maliye Bakanlığı artık incelemeleri bilgisayar ortamında ve internet üzerinden araştırarak sürdürebilmektedir.

2) Gittigidiyor, hepsiburada.com ve sahibinden.com gibi internet siteleri üzerinden üye olarak işlem yapan gerçek kişiler yönünden yoklamalar yapılarak vergi mükellefiyetleri tesis edilebilmektedir.

3) Ev ofisi veya e-ticaret diye tanımladığımız sistem üzerinden ticaret yapanlar vergi dairesi ile artık tanışır hale gelmiştir.

4) Herhangi bir iş yeri açmadan evinden ticaret yapan bir çok kimse vergi dairesine kayıt yaptırır duruma gelmiştir.

5) Burada vergi idaresine düşen bir takım yükümlülükler bulunmaktadır.

Buna göre;
5.a) Faaliyetin ticari mi? yoksa amatör bir şekilde salt hobi amaçlı mı? yapıldığının araştırılması zorunludur. Özellikle takdir komisyonları tarafından bu gibi durumlarda araç alım – satımlarının adedi, alış - satış farkları araçların cinsi, KDV oranları, vs. konular…

5.b) Evden sürdürülen hobi amaçlı faaliyetlerin devamlı olup, olmadığı, işlem adedi, elde edilen kazancın net tutarı doğru bir şekilde tespit edilmelidir.

5.c) Özellikle, üniversite okuyup boş vakitlerinde internet üzerinden e-ticaret yapan gençler ile ilgili çeşitli vergisel avantajların tanınması gerekir. Özellikle öğrenim hayatını sürdüren öğrenciler açısından basit usul sınırları içerisinde veya bu usulün ½ ‘si kadar ciro ve işlemler yönünden gerçek usulde vergi kaydı açılmaması gerekir. Özellikle, muaf esnaf gibi bir takım uygulamaların varlığı dikkate alındığında e-ticaret kapsamında herkesin gerçek usulde gelir vergisi kaydı açılmamalıdır.

6) Sonuç olarak, ülkemizde önemli bir genç işsiz nüfus olduğu gerçeği dikkate alındığında e-ticaret üzerinden yapılan faaliyetlerin doğru incelenerek, gerçekçi yöntemlerle hesaplamalar yapılarak buna göre vergi kayıtlarının açılıp açılmayacağına karar verilmelidir. Çünkü, gerçek usulde açılan bir vergi kaydı sonucunda verilmeyen her ay KDV, üç ayda bir geçici vergi, muhtasar beyannameler ve yıllık gelir vergisi beyannamesi gibi külfetler dikkate alındığında her dönem için kesilen 600,00-TL özel usulsüzlük cezasının maliyetleri mükellefleri zor duruma sokmaktadır. (1) yıl içerisinde verilmeyen e-beyan özel usulsüzlük cezasının toplam maliyeti kabaca, 12.600,00-TL ‘dir. Bu cezalar oldukça fahiş olup, vergi kaydının açıldığından dahi haberi olmayan müstakbel mükellefler için önemli bir yüktür.

----------------------------------------------------

[1] Bilgisi dışında vergi kaydı açılan mükelleflere geçmiş dönemler ile ilgili önemli miktarlarda özel usulsüzlük cezaları kesilebilmektedir. Örneğin; vergi kaydı 2009 yılında açılan bir kimse için, bu durum kendisine 2014 yılında tebliğ edilen bir mükellef hakkında geçmiş (4) yıl için toplam olarak 112.000,00-TL civarında özel usulsüzlük cezası kesildiği görülmektedir. Bu gibi durumlarda, fiilen elektronik ortamda beyanname veremeyen mükelleflerin olayı yargıya taşımaları halinde mahkemeler tarafından mükellefler lehinde kararlar verildiği gözlemlenmektedir. (İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. Kurulu, 26.06.2014 gün ve E:2014/570 – K:2014/524 sayılı karar)

[2] Bkz. KAPLAN Recep, “Vergilendirmede Devamlılık Kriteri”, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, Ağustos 2014, s. 104 

[3] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı ‘nın 29.08.2012 gün ve 10426 sayılı tamimi