NORMAL MİDİR?

Abone Ol
28 Şubat olaylarının üzerinden 15 yıl geçti. 15 yıl geçtikten sonra 28 Şubat günlerinin önemli isimleri 12 Nisan 2012 tarihi itibarıyle yakalandı. Herbirinin evinde sabahtan akşama devam eden aramalar yapıldı. Haklarında gözaltı kararı verildi. Yakalanmalarının ve gözaltına alınmalarının gerekçesi “darbeye teşebbüs” etmek olarak gösterildi.


28 Şubat 1997 tarihinden evvel başlayan ve 28 Şubattan sonra da devam eden döneme 28 Şubat Dönemi diyoruz. Hatta 28 Şubat Döneminin 1000 yıl devam edeceği de söylenmişti. 28 Şubat günü gerçekten darbe veya darbe teşebbüsü oldu mu? Bu konu tartışılır. 28 Şubat günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararların altında zamanın Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, Genelkurmay Başkanının imzaları vardır. Kararlar tartışılmış, fakat sonunda ittifakla alınmıştır. Bu kararların uygulanması için hükümet, gerekli düzenlemeleri de yapmıştır. 


TBMM feshedilmemiştir. Hükümet görevine devam etmiştir.


Deniyor ki ; 28 Şubat postmodern bir darbedir. Hükümet, 28 Şubat kararlarını istemeden imzalamış, istemeden alınan kararların uygulanması için düzenlemeler yapmıştır. Bu gerçekten böyle olabilir. 28 Şubat sürecinde askerin hükümetin işlerine müdahale ettiği ve hükümet üzerinde baskı oluşturmak istediği doğrudur. Sincan’da tanklar yürütülmüştür. Sincan’da tanklar Sincan Belediye Bşk.nının durup dururken bir Kudüs gecesi düzenlemesinden sonra yürümüştür. Kudüs gecesi düzenlenmesi ve geceye dış ülkelerden dünyanın terör örgütü olarak tanımladığı bir örgüt mensuplarının davet edilmesi sadece askeri değil, halkımızın çoğunu tedirgin etmiştir. Nitekim, Sincan Belediye Başkanı hakkında soruşturma yapılmış, başkan cezalandırılmıştır.


Ne olursa olsun, tankların, Sincan’da yürütülmesi de doğru değildir. Tankların Sincan’da yürütülmesi halkı tedirgin eder. Halk gerçekten de tedirgin olmuştur.


Fakat tankların Sincan’da yürütülmesine sessiz kalınmıştır. Sessiz kalınmamalıydı.


Milli Güvenlik Kurulu üyelerine istemedikleri kararların aldırıldığı ve imzalattırıldığı da kabul edilemez. Üyelerin hepsi, yetkilerini anayasadan alıyor. Kendilerine dikte ettirilen kararları aynen imzalıyorlarsa görevlerini yapmamış olurlar. İcabında istafa da edebilirler de. Kararlarda mıhalefet şerhi dahi yok. Bu sebeple ben postmodern darbe veya adı ne olursa olsun 28 Şubatı darbe olarak görmüyorum.

 
Darbeye eksik teşebbüs olur mu? Ben eksik teşebbüs de olmaz diyorum. Teşebbüste icrai hareketlere başlandıktan sonra, hareketin tamamlanmasına birilerinin engel olması gerekir. Askerin darbe yapmasını kim önledi? Hem asker, hükümete istemediği kararları zorla aldırdı diyeceksin, hem de darbeye eksik teşebbüs diyeceksin.. Ben bunu mantıken açıklayamıyorum.

28 Şubatta askerin sivil idareye müdahale etmesi doğru muydu? Hayır değildi. 28 Şubat sürecinde çok sayıda kişinin basında ve başka kurumlarda bazı komutanların istememesi sebebiyle işini kaybettiği söyleniyor.Bunlara o tarihte diklenmek ve gereğini yapmak gerekiyordu.


Deniliyor ki; Başbakana hakaret edildi. Başbakana hakaret eden bir komutanı Genelkurmay Bşk.lığı da korumaz. Eğer gerçekten başbakana hakaret edildiyse hakaret eden hakkında gerekli işlemler o tarihte yaptırılması gerekirdi. O tarihte sessiz kalınmış, aradan 15 sene geçmiş, gel bakalım sen darbe yaptın veya darbeye teşebbüs ettin deniyor, 31 tane emekli general ve subay yakalanıyor, belki sayı daha da artacak. Ben bunu doğru bulmuyorum.


Ordumuzun emekli ve muvazzaf yarıdan fazla generali tutuklu veya gözaltında. Bu normal durum mudur? Bana normal gelmiyor.


PKK teröristleri hergün bir veya birkaç askerimizi şehit ediyor, PKK büyük tehlike, Kuzey Irak lideri Barzani, Suriye’nin kuzeyindeki kürt bölgesinin Kuzey Irak gibi özerk bir bölge olmasını istiyor ve bu bölgeyi kontrolüne almaya uğraşıyor. Bizi tehdit eden bu tehlikeleri görmezden geliyor, ülkelerinde demokrasinin zerresi olmayan Suudi Arabistan ve bazı körfez emirlikleriyle Suriye’ye demokrasi götürmeye çalışıyoruz. İran’ı ve Suriye’yi kendimize düşman ediyoruz. Bu tutum normal midir? Bana normal gelmiyor.


Bir ülkenin topraklarına insanı koridor açmak ve insani koridor ismiyle o topraklara el koymak istiyoruz. Bunun için NATO’yu zorluyoruz. 


İnsani koridor oluşturmak için Birleşmiş Milletler kararı gerekli. Çin ve Rusya bu kararın alınmasına engel olacaktır. Bu karar alınmadan ülkenin topraklarında insani koridor açmak harp sebebi sayılır. Bu normal bir durum mudur? Bana normal bir durum gibi gelmiyor. Suriye’den kaçan silahlı isyancıları kabul ediyoruz. Onlar için şehir kurduk. Hatta onlara silah verdiğimiz, onları eğittiğimiz söyleniyor. Bu normal bir durum mudur? Bana normal bir durum gibi gelmiyor. 


12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat bunlar geçmişte kaldı. Geçmişi tarih yargılar. Halkımız darbelerle yüzleşiyoruz diye kendini aldatmasın. Asıl önemli olan bugün yaşananlardır. Neler oluyor, Türkiye nereye götürülmek isteniyor. Halkımız bunların üzerinde düşünsün. 




Talat ŞALK
Emekli Cumhuriyet Savcı



(Bu köşe yazısı, sayın Talat ŞALK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)