Malum olduğu üzere, uygulamada işini terk eden mükellefler veya vergi kaydı resen silinen mükelleflere ilişkin, ödeme emri tebligatları veya vergi-ceza ihbarnamelerinin tebliği idare tarafından elektronik ortamda, söz konusu mükelleflerin e mail kutularına, gıyaplarına – bilgisi haricinde tebliğ yapılarak, işlem sürdürülmektedir. Doğal olarak, böyle bir tebliğ işleminden, mükellefler aylar sonra bilgi sahibi olabilmektedir. Böyle bir durum karşısında, mükellefler maddi ve manevi yönden mağdur olabilmektedir. Bilgisi dışında, kendisine tebligat yapılan pek çok mükellef, yasal haklarını süresi içerisinde kullanamadığı gibi çoğu zamanda yasal süreyi kaçırarak, itiraz edebilme, dava açabilme, uzlaşma talep edebilme ve benzeri hakları kullanabilme açısından mağdur duruma düşebilmektedir.
Öte yandan, konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı kendisine verilen yetki kapsamında, 456 sıra sayılı, VUK Genel Tebliği uyarınca, yetki almış bulunmaktadır. Aslında idare, yetki açısından tebligatla ilgili pek çok yöntemi kullanabilme hakkına sahiptir. Elektronik ortamda tebliğ, VUK’un 107/A maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre VUK hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, VUK’un 93maddesinde sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği hüküm altına alınmış, elektronik ortamda tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiştir.
Sonuç olarak, uygulamada faaliyetini sona erdiren veya resen terk ettirilen mükelleflere, e-tebligat yöntemi ile tebliğ işlemi yapılmamalıdır. Yargıya müracaat eden, bu durumda olan pek çok vergi mükellefi, durumunu yargının hakemliğine müracaat etmeleri halinde, olumlu sonuç alabilmektedir.
Örneğin, (1) Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, E. 2016/676, K. 2016/1218, T. 14.12.2016, www.corpus.com.tr (E: 23.11.2022) (2) 19.02.1959 Tarih ve 10139 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. (3) Ebubekir Başel, “İşi Bırakmış Olan Kişi ve Kurumlara Elektronik Tebligat Yolu İle Tebliğ Yapılamaz”, Dünya Gazetesi, 12.02.2022, https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/isi-birakmis-olan-kisi-ve-kurumlara-elektronik-tebligat-yolu-ile-teblig-yapilamaz/648657, (E: 24.11.2022) (4) Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 22.09.2021, E: 2021/2, K: 2021/4, www.corpus.com.tr, (E: 24.11.2022) Yargı kararlarından da anlaşılacağı üzere, durumları buna uyan mükellefler, tebligat işlemleri iptal şeklinde sonuçlanmaktadır.
En son tarafımıza ulaşan, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi tarafından, verilen E.2022/1501-K.2022/2278 sayılı kararda, “Mükellefiyetini kapatan veya resen terk ettirilen mükellefin sicil kaydının silindiği tarihe kadar sürekli Gelir İdaresi Başkanlığı sistemini kontrol etmesinin mükelleften beklenemeyeceği ve mükellefe aşırı bir külfet getireceği, bir kişiye elektronik ortamda tebliğ yapılabilmesi için öncelikle mükellefiyetinin mevcut olması gerektiği, davacının mükellefiyetinin kendi isteği ile terkin edildiği görüldüğünden ve ihbarnamelerin tebliğ edildiği tarihte davacının mükellefiyetinin mevcut olduğu hususu idare tarafından ispatlanmadığından, ihbarnamelerin tebliğinin usulsüz olduğu, dava konusu ödeme emrinin dayanağı vergi-ceza ihbarnamelerinin davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği anlaşıldığından ortada kesinleşmiş ve tahsili kabil bir amme alacağı bulunmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunamamaktadır. “ şeklinde karar verilmiştir.