Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Asudan Tuğçe Çil, yemek borusu tıkanıklığı tanısı konulan bebeğin yaşamını devam ettirmesi için cerrahi müdahalenin gerekli olduğunu söyledi.
Medicana International Samsun Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Asudan Tuğçe Çil, yemek borusu tıkanıklığı (özofagus atrezisi) konusunda bilgi verdi. Yemek borusunun yutakla mide arasında geçişi sağlayan tüp şeklindeki organ olduğunu belirten Çil, “Özofagus atrezisi ise özofagusun bir kısmının oluşmamasıdır. 2 bin-3 bin doğumda bir görülür. Hastaların çoğunda ek hastalıklar özellikle kalp hastalıkları ve kromozom anomalileri de görülebilir. Birkaç tipi vardır. Yemek borusu tek başına kapalı olabilir, yemek borusu kapalı olup soluk borusuyla arasında ince bağlantılar olabilir veya yemek borusu iyi gelişmiş olup soluk borusuyla arasında köprü gibi bağlantı olabilir” dedi.
Anne karnında tanı koyma
Gebelik sırasında yapılan ultrasonografiler ile bazen bu tanıdan şüphelenilebileceğini aktaran Çil, “Ultrasonografide midenin görülmemesi akla öncelikle özofagus atrezisini getirir. Ancak özofagus atrezilerinin büyük bölümünde soluk borusu ile özofagusun alt bölümü arasında fistül dediğimiz ince bir bağlantı olduğundan ve bu fistül sayesinde soluk borusundan yemek borusuna ve dolayısıyla mide ve bağırsaklara hava geçişi olduğundan midede hava/sıvı görülebilir. Dolayısıyla tanı gebelik sırasında koyulamayabilir. Anne karnında yemek borusu tıkanıklığı ön tanısı koyulmuşsa, doğum mümkünse yenidoğan yoğun bakım imkanı olan çocuk cerrahisi uzmanının bulunduğu ve yenidoğan cerrahisinin yapılmasına uygun olan merkezlerde yapılmalıdır” diye konuştu.
Yenidoğan bebeğin tükürüğünü yutamadığını ve beslenemediğini kaydeden Çil, “Tükürükleri hem ağzından dışarı akar hem de soluk borusuna kaçtığından bebeğin soluk almasını güçleştirir. Böyle bir bebeğin ağzından ince bir plastik tüp (sonda) yerleştirmeye çalıştığımızda sondanın ilerlemediğini fark ederiz. Röntgende de bu sondanın ucu kapalı olan gelişmemiş yemek borusunun içinde kıvrıldığını görürüz” şeklinde konuştu.
Tedavisi
Bebeğin yaşamını devam ettirmesi için cerrahi müdahalenin gerekli olduğunu altını çizen Çil, “Ancak anomalinin tipine göre ameliyatın şekli ve zamanı farklı olabilir. Bebeğin ameliyata alınmasını engelleyecek ek bir problem yoksa (akciğer enfeksiyonu, ağır kalp hastalığı) bebek birkaç günlükken ameliyata alınabilir” ifadelerini kullandı.
Ameliyatı
Cerrahın deneyimi ve merkezin imkanları doğrultusunda açık veya laparoskopik olarak göğüs boşluğuna girildiğini ifade eden Çil, “Yemek borusunun üst ve alt uçları bulunur. Soluk borusuyla arasında fistül varsa önce bu ayrılır ve soluk borusu tamir edilir. Daha sonra yemek borusunun uçları birbirine dikilir. Bu uçlar arasında çap farkı olduğundan onarım sonrası yemek borusu kabaca bir kadehe benzer. Yemek borusunun içinde ince bir beslenme sondası bırakılabilir. Ayrıca oluşabilecek kaçağı boşaltmak için göğüs boşluğuna da bir tüp yerleştirilebilir” açıklamasında bulundu.
Ameliyattan sonraki süreç
Ameliyattan sonra hastanın yenidoğan yoğun bakım servisinde izlemeye alındığını aktaran Çil, “Yapılan ameliyatın durumuna göre birkaç gün solunum cihazına bağlı olarak takip edilebilir ve kendi solunumunun yeterli olduğunun görülünce makine desteği sonlandırılır. Yemek borusuna takılı tüpten beslenebilir. Yemek borusunun uç uca eklenen yerinden tükürük kaçağının olup olmadığı takılı olan tüpten takip edilir. 1 hafta sonra bebeğe ilaçlı bir film çekilir. Ağzından verilen ilacın göğüs kafesine kaçmadığı ve mideye geçebildiği görülür ve yemek borusundaki beslenme sondası çekilir. Daha sonra göğüs tüpü de çekilir ve taburcu edilir” dedi.
Ameliyat sonrası sorunlar
Bu bebekler için anne sütü veya sıvı mamayla beslendikleri dönemde pek bir sorun oluşmayacağının altını çizen Çil açıklamasını şöyle tamamladı:
“Ancak ek gıdalara başlandıktan sonra tüm yiyecekler püre haline getirilmelidir. 1,5-2 yaşından sonra da sert gıdalar çatalla ezilerek verilmeli, çocuk 4-5 yaşına gelince de iyice çiğneyerek yemek yemesi öğretilmelidir. Ek anomalisi olmayan özofagus atrezilerinde yaşama oranı yüksektir. Ancak bu çocuklar hayatlarının sonraki dönemlerinde özofagus motilite bozukluğu, gastroözofageal reflü (mideden yemek borusuna kaçak), aspirasyon, yemek borusundaki dikiş hattında daralma ve yutmada güçlük, tekrarlayan trakeoözofagus fistülü gibi sorunlarla karşılaşabilirler. Reflü için medikal tedavi çoğu zaman yeterli olurken, dikiş hattında daralmalar bir veya birçok kez endoskopiyi ve balonla genişletme ameliyatlarını gerekli kılabilir.”