I. Giriş
Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, inşaat sektörünün temel hukuki çerçevesini teşkil etmektedir. Ne var ki pratikte büyük ölçekli projeler saf bir eser ilişkisi olmaktan çıkarak; ana yüklenici, alt yükleniciler, tedarikçiler, denetçiler ve finansman kuruluşlarının dâhil olduğu son derece katmanlı bir yapıya bürünmektedir.
Uygulamada, alt yüklenicinin sınırlı bir iş kalemine ilişkin sözleşme ihlali çoğu zaman tüm şantiyenin durmasına yol açmaktadır. Teknik anlamda yalnızca ilgili paketi etkilemesi gereken bu tür ihlallerin, projenin tamamını bloke eden sonuçlar doğurması, çoğunlukla hukuki zafiyetten değil; sözleşme tasarımındaki monolitik yapıdan kaynaklanmaktadır.
Bu yazıda, söz konusu yapısal sorunu bertaraf etmeyi amaçlayan Modüler Kademeli Sözleşme Sistemi (MKS) ele alınmaktadır. MKS; mevcut hukuki düzende karşılığı bulunan, ancak sözleşme serbestîsi kapsamında yeniden yapılandırılan bir mimari olup, uyuşmazlıkların teknik ilerleyişi durdurmadan yönetilmesini mümkün kılmaktadır. Amacımız, büyük inşaat projelerinde görülen tıkanıklıkları asgariye indirmek; yatırımcı, ana yüklenici ve finansör açısından teslim riskini minimize eden sistematik bir model ortaya koymaktır.
II. Klasik Eser Sözleşmesi Yaklaşımının Sınırları
Geleneksel inşaat sözleşmelerinde tüm proje hükümlerinin tek bir ana sözleşmede toplanması, teoride bütünsellik ve öngörülebilirlik sağlasa da; uygulamada riskleri yoğunlaştırmakta ve ihtilaf hâlinde projenin tamamını felç eden bir etkiye yol açmaktadır.
Nitekim, büyük ölçekli projelerde hedef, uyuşmazlıkların hiç çıkmaması değildir. Bilakis, kaçınılmaz uyuşmazlıkların projenin genel akışını kesintiye uğratmadan yönetilebilmesidir. Mevcut monolitik yaklaşım ise, küçük ölçekli bir ihlalin domino etkisi yaratmasına izin vermektedir.
Bu noktada MKS, proje yönetimini “sorun çıkmayacak” varsayımıyla değil, sorun çıkacağı varsayımıyla inşa eden koruyucu bir tasarım sunmaktadır.
III. MKS: Kavramsal Çerçeve
Modüler Kademeli Sözleşme Sistemi’nin temel amacı, proje bütününü bağımsız ve yönetilebilir modüllere ayırmaktır.
Bu sistemde:
“Ana Çatı Sözleşmesi” genel ilkeleri, sorumluluk rejimini, risk tahsisini ve teknik standartları belirler;
“İş Paketleri (call-off / task order)” ise bağımsız eser sözleşmeleri niteliğindedir.
Her paket:
- Kendi ifa koşullarına,
- Teminatına,
- Ödeme planına,
- Denetim periyotlarına,
- Gecikme/uygunsuzluk rejimine
sahiptir.
Böylelikle bir iş paketindeki aksama, yalnızca o paketin yürütümünü etkiler; diğer paketler çalışmaya devam eder. Projenin bütününün durmasını gerektiren bir hukuki zorunluluk doğmaz.
Bu yaklaşımın dayandığı temel prensip, teknik süreç ile hukuki sürecin ayrıştırılmasıdır. Uyuşmazlık, tahkim veya sözleşmesel çözüm mekanizmalarında ilerlerken; şantiye faaliyetleri devam eder.
IV. Hukukî Dayanak
MKS, Türk hukuk düzeni içinde rahatlıkla uygulanabilir niteliktedir.
TBK m.26 ve m.27’de güvence altına alınan sözleşme serbestisi, taraflara ilişkilerini serbestçe düzenleme imkânı tanımaktadır.
Bu doğrultuda:
- Ana çatı sözleşmesi + modüler iş paketleri modeli,
- TBK m.470 ve devamı kapsamında bağımsız eser sözleşmeleri olarak yapılandırılabilir.
Uluslararası uygulamada sıklıkla başvurulan:
- Uzman görüşü,
- Sözleşmesel adjudication (kısa süreli teknik değerlendirme),
- Ticari arabuluculuk,
- Acil hakem (emergency arbitrator)
gibi mekanizmalar sözleşmeye gönül rahatlığıyla entegre edilebilir.
Önemle belirtilmelidir ki, Anglo-Sakson sistemdeki yasal adjudication kurumu Türk hukukunda düzenlenmemiştir. Ne var ki sözleşmesel adjudication mekanizması oluşturulması mümkündür ve bu kararlar tahkim yahut yargılama sonucuna kadar geçici bağlayıcı nitelikte hüküm doğurabilir. Bu yaklaşım, “pay now, argue later” prensibine uygun olarak projenin kesintisiz ilerlemesini sağlar.
Yine uluslararası proje finansmanında görülen step-in yetkisi, uygun koşullarda iş sahibinin veya finansörün işi devralmasına imkân tanır. Türk hukukunda açık düzenleme bulunmamakla birlikte, sözleşme serbestîsi kapsamında geçerli ve uygulanabilir niteliktedir.
Ayrıca, Anglo-Sakson uygulamalarındaki trust account yapısının birebir karşılığı bulunmasa da; benzer işlevi gören bloke (escrow) hesaplar Türk hukukunda sözleşmesel düzenlemeyle bağlayıcı şekilde kurulabilir.
Bu itibarla MKS, herhangi bir yasal değişiklik yapılmasına ihtiyaç duymaksızın, tamamen mevcut mevzuat çerçevesinde uygulanabilir bir yapıdır.
V. Uygulama ve Tasarım İlkeleri
MKS’nin etkinliğinin artması için proje başlamadan önce hukuki ve teknik çalışmaların yapılması önemlidir. İş paketlerinin kapsamı, süreleri, teknik gereklilikleri, teminat yapıları ve sertifikasyon koşulları baştan tanımlanmalıdır.
Denetim periyotlarının kısa tutulması, performans düşüklüğünü hızla tespit etmeyi sağlar. Bu çerçevede sertifikasyonun ödeme periyotlarıyla ilişkilendirilmesi, finansal dengenin korunmasına hizmet eder.
Sistemin en önemli unsurlarından biri, step-in yetkisidir.
Alt yüklenicinin:
- İşi terk etmesi,
- Teknik standartlara aykırı davranması,
- İş güvenliğini ağır şekilde ihlal etmesi,
- Kusuru gidermemesi
hâllerinde, iş sahibi veya ana yüklenici işi devralabilir.
Bu sayede şantiyede üretim devam eder; hukuki süreç işletilirken proje takvimi korunur.
VI. Yol Haritası ve Yapısal Aşamalar
1. Projenin modüllere ayrılması ve iş paketlerinin tanımlanması
2. Ana çatı sözleşmesinin hazırlanması
3. Paket bazlı teslim–ödeme–teminat rejimlerinin düzenlenmesi
4. Denetim–sertifikasyon sisteminin kurgulanması
5. Hızlı çözüm mekanizmalarının (adjudication, acil hakemlik, uzman görüşü) entegre edilmesi
6. Step-in yetkisinin tanımlanması
7. Sözleşme yönetimi ile proje yönetiminin eşgüdüm içerisinde yürütülmesi
Bu aşamalar, hukuki tasarım ile teknik icrayı ahenkli bir zeminde bir araya getirir.
VII. Değerlendirme
MKS, uyuşmazlığı bütünüyle ortadan kaldırmayı değil; uyuşmazlık çıktığında projenin genel akışını korumayı hedefler. Bu yaklaşımın kritik niteliği şudur:
Mesele sorunun çıkıp çıkmaması değil; sorun çıktığında projenin ne ölçüde etkilenmeden devam edebildiğidir.
Bu yönüyle MKS, yalnızca hukuki değil; yönetsel bir model önerir.
Riskin dağıtılması, sorumluluğun somutlaştırılması ve proje akışının korunması bakımından son derece işlevseldir.
VIII. Sonuç
Modüler Kademeli Sözleşme Sistemi, büyük ölçekli projelerde karşılaşılan “tekil uyuşmazlığın tüm projeyi durdurması” sorununa, mevcut hukuki düzen içerisinde uygulanabilir nitelikte pratik bir çerçeve sunmaktadır.
Ana çatı + bağımsız iş paketi modeli sayesinde risk paylaştırılmakta; teminat mekanizmaları güçlendirilmekte; uyuşmazlıklar teknik üretimi rehin almadan yönetilebilmektedir.
Kanaatimizce MKS, özellikle karmaşık projelerde teslim riskini azaltan, finansal planlamayı güçlendiren ve hukuki süreci rasyonelleştiren etkin bir hukuki tasarım olarak önümüzde durmaktadır. Uygulamanın yaygınlaşması hâlinde, hem inşaat hukuku hem proje yönetimi disiplinine önemli katkılar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Av. Muhammed Yusuf EMİNOĞLU
Kaynakça
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK). (2011). m. 26–27, 470 ve devamı.
İstanbul Tahkim Merkezi. (t.y.). ISTAC Tahkim Kuralları.
İstanbul Tahkim Merkezi. (t.y.). ISTAC Acil Hakem Kuralları.
FIDIC. (2017). Conditions of Contract for Construction (Red Book).
NEC. (2017). NEC4 Engineering and Construction Contract.
Eren, F. (2022). Borçlar hukuku: Özel hükümler. Ankara: Yetkin Yayınları.
Kılıçoğlu, A. (2022). Borçlar hukuku: Özel hükümler. Ankara: Turhan Kitabevi.
Not:
MKS (Modüler Kademeli Sözleşme Sistemi) özgün bir modeldir; yukarıdaki kaynaklar, yalnızca çalışmada doğrudan yararlanılan temel kaynakları ifade etmektedir.




