Bir önceki yazımızda, Türk Medeni Kanununun 161. Maddesindeki, boşanma davasının sebeplerinden ilki olan Zinayı ele almıştım. Bu günkü yazımda da, Türk Medeni Kanununun 162. Maddesinde belirtilen boşanma davasına sebep olarak gösterilen, Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranışı ele alacağım.
Maddenin açıklamasından da anlaşılacağı üzere, bu sebep çok spesifik tir. Pek kötü Veya onur kırıcı davranış derken bunun içeriğine hangi davranışların gireceği yoruma açık bir durumdur.
Maddeye aşina olmanız bakımından maddeyi direk yazıp açıklamayı daha uygun bulmaktayım.
Madde 162 – Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Hayata kast ta, zina gibi mutlak bir boşanma sebebidir. Hayata kast edildiğinin eşlerden biri tarafından tespit ettirilmesi halinde, Hakim karar verirken başka bir hususu gözetmez. Bu sebebin ıspat edilmiş olması davanın kabulü için yeterlidir.
Hayata kasttan anlamamız gereken öldürme fiilidir. Öldürme fiiline teşebbüs sadece eşe karşı işlenmiş olmalıdır. Eşin yakınlarına karşı işlenmesi halinde bu madde kapsamında değerlendirilmez. Farklı bir örnek olarak intihara teşvik te hayata kast kapsamında değerlendirilir.
Hayata Kast fiilinin mutlaka kesin olarak ispatlanmış olması gerekmektedir. Eşlerden bu fiile maruz kalan ceza davası açmış ise hukuk mahkemesinin bu davanın sonuçlanmasını beklemesi gerekmektedir. Hayata kast , ucu açık herkesin keyfi öne sürebileceği bir husus değildir.
Pek kötü davranış, ağır derecede kötü davranışı nasıl tespit edeceğiz. Yoruma, sosyolojik yapıya göre bu farklılık gösterebilir. Hakime, bu konuda takdir yetkisi verilmiştir. Olayın oluşumu, olayın yeri ve zamanı tarafların içerisinde bulunduğu toplumun değer yargıları, örf ve adetleri hakim tarafından değerlendirilmelidir.
Pek kötü davranışa örnek olarak, eşlerden birinin diğerini dövmesi, aç bırakması, istemediği bir cinsel münasebete maruz bırakması, yada her seferinde toplum içinde hakaret etmesi , sövmesi gösterilebilir. Örneklerini medyadan sıklıkla görmekteyiz, eşlerden birinin tabi bu eş genellikle erkek olmaktadır, sokak ortasında eşini tokatlaması, yumruklaması gibi. Bu davranışlar Türk Ceza kanununa göre suç teşkil etmektedir.
Bu dava türünde de Kanun koyucu fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde her halukarda 5 yıl içinde açılmış olmasını öngörmektedir. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi fiilin üzerinden 5 yıl geçmiş ise eşin dava hakkı bu sebeple ortadan kalkmış olur. Eşlerden biri bu yapılan fiili affetmiş ise artık bu sebebe dayanarak boşanma davası açamaz.