Bir kısım dernek, sendika, sivil toplum örgütü ve siyasiler; önerdikleri
anayasa değişikliklerinde, Anayasa’nın “değiştirilemez nitelikteki maddelerinin” de değiştirilmesini istiyorlar.
Üstelik bu değişikliğin adına “sivil anayasa” diyerek bir nevi masumiyet ve koruma getirmek istiyorlar.
Neleri değiştirmek istediklerine baktığımız zaman “ne kadar sivil oldukları” ve “ne kadar masum oldukları” görülecektir.
Anayasa’nın, değiştirilemez nitelikteki ilk üç maddesi, Türkiye Cumhuriyetinin temel niteliklerini saymaktadır.
Birinci madde “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.” şeklindedir.
İkinci maddesi “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”
Üçüncü maddesi ise “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.” Şeklindedir.
Şimdi bu “zat-ı muhteremlere” sormak lazım.
Bu maddelerden hangisini değiştirmek istiyorsunuz ?
Laik Cumhuriyet ile mi bir sıkıntınız var, yoksa ülkenin milli birlik ve bütünlüğü ile mi ?
ve...
Bu değişiklikleri nasıl yapacaksınız ?
Anayasanın 4. maddesi “Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” hükmünü taşımaktadır.
Bu madde karşısında, yapılacak olan ve önerilmekte olan değişiklik teklifleri dahi Anayasa’nın ve yasaların çiğnenmesi anlamına gelmektedir.
Anayasanın ilk üç maddesinde yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerini belirten maddelerin değiştirilmesi bir yana değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği hükmü Anayasa’da yer aldığına göre, böyle bir değişikliğin teklif edilmesi Anayasaya aykırı bir eylemdir.
Anayasayı ihlal suçunu oluşturur.
Anayasa’da yer alan temel ilkelerin ve mevcut demokratik düzenin yıkılması anlamına gelen darbeye teşebbüs suçunu oluşturur.
Bu şekilde açıklama ve çalışma yapan herkes bu suçun faili durumundadır.
Yarın bir savcı çıkar da kovuşturma açarsa “şaşmamak” gerekir.
Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı