ADİL YARGILANMA HAKKI VE DOĞAL YARGIÇ İLKESİNE YÖNELİK ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ

Abone Ol


Bu çerçevede yapılan değişiklikleri;
 

1. Askeri

Askeri yargının görev alanını daraltan değişiklik olması gereken düzenlemelerden biridir. Esasen askeri yargının olmaması veya sadece disiplin suçlarıyla sınırlı bir askeri yargı uygulaması doğru olandır. Avrupa ülkelerinde uygulanan sistem bu çerçevededir. Buna rağmen yapılan değişiklik yine de olumlu bir adımdır. Konuya ilişkin ilk değişiklik “askeri mahallerde” ibaresinin ilgili madde metninden çıkarılmış olmasıdır. Böylece askeri mahallerde işlenen ancak “askeri bir yararı ihlal etmeyen ve askeri nitelikte olmayan” suçlar bakımından genel yargının görevli olmasının yolu açılmış oluyor. Gerçektende Anayasa Mahkemesi bir suçun askeri bir suç olabilmesi için askeri bir yararı ihlal etmesi ve askeri nitelikte bulunması koşullarının bulunmasını arıyor. Böylece genel nitelikli tüm suçlar askeri mahalde de işlense genel yargının görev alanına girecektir. Nitekim bu görev alanını daha da belirgin kılmak için madde metnine bir cümle daha eklenmiş “devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davaların her halde adliye mahkemelerinde görüleceği” hüküm altına alınmış durumda. Böylece şu anda uygulamada sürekli tartışma yaratan asker kişilerin işlediği iddia edilen bazı suçlarda görevli yargı yerinin neresi olacağı sorunu çözülmüş oluyor. Ayrıca sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması sadece savaş haliyle sınırlanıyor. Önceki düzenlemede sıkıyönetim dönemlerinde de sivilleri askeri mahkemelerde yargılamaya olanak sağlayan hüküm bu değişiklikle ortadan kaldırılıyor. Türkiye’de yüz binlerce sivil insanın sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandığı, inanılmaz hukuk ihlallerinin yaşandığı biliniyor. Yapılan düzenleme ile artık sıkıyönetim dönemi davaları tarihe karışıyor. Adil yargılanma hakkının gereği olan bu değişiklik son derece isabetlidir. Nihayet yapılan değişiklikle askeri hâkimlerin yargıçlık teminatı güçlendiriliyor. Bu çerçevede önceki metinde yer alan “askeri hizmetin gereklerine göre” ibaresi madde metninden çıkarılıyor. Ayrıca aynı yaklaşımı içeren ifadeler tamamen kaldırılıyor. Bu değişikliklerin bir gereği olarak Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesine ilişkin hükümlerden de “askeri hizmetin gereklerine göre” ibareleri çıkarılıyor. Dolayısıyla her seviyedeki askeri hâkimlerin bulundukları komutanlıkla ilişkileri sadece hâkimlik teminatı kapsamında olacak askeri hâkimler askerlik hizmetine dayalı ve askeri hizmetlerinin gereklerine göre ordu hiyerarşisi içinde yükümlülük altına sokulamayacak. Hâkimlik teminatı ve askeri yargının en azından kendi görev alanında bağımsız hareket edebilmesi için önemli güvenceler sağlayan bu değişikliklerin isabetli olduğuna şüphe yoktur.

 

1.     İdari Yargı Yolu

 

Anayasanın 125.maddesinde yapılan değişiklikler iki önemli sonuç doğurmaktadır. Birincisi yargı denetimi dışında kalan Yüksek Askeri Şura kararlarının bazı istisnalarla yargı denetimine açılmasıdır. Bu konu ilgili yazıda ele alınmıştır.

 

İkinci değişiklik idari yargının yerindelik denetimi yapamayacağına ilişkindir. Kuvvetler ayrılığının temel ilkelerinden biri de karışmazlık ilkesidir. Ancak bu ilke kuvvetlerin birbirine mutlak üstünlük sağlamalarına yol açmayacak ölçülü bir karşılıklı denetimle dengelenmelidir. İdarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine açık olması yargısal denetim güvencesi bakımından son derece önemlidir. Ancak yargı bu denetimi yaparken idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla yetinmeli eylem ve işlemlerin yerindeliğini sorgulamamalıdır. Aksi durum idari yargının idarenin yerine geçmesi anlamına gelir ki bu karışmazlık ilkesine aykırı olduğu gibi ölçülü denetim ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle yapılan değişikliğin isabetli olduğu söylenebilir.