Gerek ülkemiz gerekse dünyada iş sağlığı ve güvenliğinin önemi;  gelişen teknoloji, sanayileşme süreci, yaşam standartlarına bağlı olarak artmaktadır. Gelişmekte olan ve gelişen toplumlar, işçilerin ve dahi tüm çalışan gruplarının yaşayacakları kazaların önüne geçilmesi, engellenmesi, etkisinin azaltılması için gerekli önlem mekanizması geliştirmek için uğraşı vermekte, yaşanan kazaların ise sebep verdiği türlü olumsuzların yarattığı zararların tazmini hususunda çalışmalar yapmaktadır. Bu minvalde iş kazasına uğrayan kişinin zararının tam ve eksiksiz giderilmesi amaç edinilmektedir. İş kazası nedeniyle zarar gören bir işverene bağlı 4a hizmet akdi ile çalışan işçilerin sosyal hakları ve buna ilişkin şartlar 5510 sayılı kanun öncesinde 506 sayılı ile düzenlenmekte iken 4b(Bağ-kurlu) ile kendi nam ve hesabına çalışanların iş kazasına ilişkin hakları ve şartları özellikle bir kanunda düzenlenmemiş yine mülga olan 1479 sayılı kanunda 506 sayılı kanuna atıf yapılmıştır. Ancak mer’i kanun 5510 sayılı kanun, Bağ-kur kavramının kaldırılması ile 4-b(5510 sayılı kanun 4. Madde b bendi gereği bu ismi almışlardır)  statüsünde çalışanlar içinde iş kazasına bağlı haklar ve şartları uygun düştüğü ölçüde kapsam içine almıştır.   

Bizde bu çalışmamızda bir işverene bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışan 4b li olarak tasnif edilen eski tanımlaması ile Bağ-kur çalışanlarının geçirmiş oldukları iş kazasına ilişkin haklarını ve haklardan faydalanmak için gerekli şartları açıklayacağız.

İş Kazası Nedir?

İş kazası kavramı 5510 sayılı kanunun 13. Maddesinde belirtilen hallerde meydana gelen, işin görülmesi sırasında, çalışanı hemen veya sonradan ruhen veya bedenen zarara uğratan olaydır.

Sosyal Güvenlik Kurumunun İş Kazası ve Meslek Hastalığına Dair Sağladığı Haklardan Kimler Faydalanabilir?

5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında sigortalı sayılanlar; Hizmet sözleşmesi ile çalışanlar, işçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkan ve yönetim kurulu üyeleri, sanatçılar, düşünürler ve yazarlar, hizmet sözleşmesiyle çalışan yabancılar, koruma bekçileri, genel kadınlar, usta öğrenciler, toplum yararına çalışma programına katılanlar, hükümlü ve tutuklular, çırak, aday çırak, işletmelerde mesleki öğretim gören öğrenciler, staja tabi tutulan öğrenciler, staj yapan öğrenciler, Yüksek Öğretim Kanununa uyarınca üniversitede kısmı zamanlı çalıştırılan öğrenciler, harp malulleri ile vazife malulü olanlar, Türkiye İş Kurumu kursiyerleri, Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan yabancı ülkelere çalıştırılmaya götürülen Türk işçileri, kamu idarelerinde ücret karşılığı ders verenler, şartları sağladığı taktirde ev hizmetlerinde çalışanlar, bir ayda 10 günden çok süreli hizmet sözleşmesiyle çalışan taksi, minibüs sürücüleri ile sanatçılar  bu kapsamdadır. Bu kapsamda olan sigortalı işverence yürütülen bir iş nedeniyle kazaya uğraması durumunda kendisinde bir zarar meydana gelirse bu zarar ile kaza arasında bir illiyet bağı kurulursa SGK kapsamındaki haklarından ve tazminata dair haklarından sigortalı yararlanabilecektir.

5510 sayılı yasanın 4/b kapsamında sayılan kişiler; köy ve mahalle muhtarları, gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olan ancak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı olanlar, şirket ortakları, tarımsal faaliyette bulunanlar, jokey ve antrenörler, avukat ve noterlerdir.  Bu kişilerden olup, uğradığı kazada zarar gören ve bu zararında uygun bir illiyet bağının bulunması durumunda sosyal güvenlik kanunu çatısı altında hakları korunacaktır.

2925 sayılı tarım işçileri sosyal sigortalar kanununa tabi sigortalılarda iş kazası yönünden SGK’ya bağlıdır. Bu yardımlardan yararlanılabilmesi için iş kazasının olduğu tarihten en az üç ay önce sigortalının tescil edilmiş olması ve sigortalılığın sona ermemiş bulunması şarttır.

Tarım veya orman işlerinde hizmet sözleşmesiyle süreksiz olarak çalışan sigortalılar da iş kazası yönünden 5510 sayılı yasanın koruması altındadır. Bu kanunda sayılan haklardan yararlanmak için sigortalının, iş kazasının olduğu tarihten en az 10 gün önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının kaza sırasında da devam ediyor olması gerekmektedir.

4081 Sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Çalışanlar kapsamında sıkça karşılaşılan çalışma grubu bekçilerdir. Bekçilerde SSK kapsamında iş kazası ve meslek hastalığı hükümlerinden faydalanabilirler.

5510 sayılı kanun madde 4 madde b bendine göre çalışanlar (Eski adıyla Bağkurlular) kimlerdir?

Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;

 1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,

3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,

4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,’dır.

5510 sayılı kanunun 13. Maddesinde belirtilen iş kazasının görünüş şekilleri ve bu durumların 4b çalışanlarına uyumluluğu

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, meydana gelmesi kazanın iş kazalarının temel görünüm şeklidir. Bu durumda 4a hizmet akdiyle çalışanlar il e 4b kapsamında kendi nam ve hesabına çalışanlar arasında bir fark olmamakla birlikte burada 4b ye göre çalışanlar için önem arz eden husus kazanın meydana gelmesi ile yaralanma veya ölüm neticesi arasında bir bağ olması, bir diğer ifade ile olayın sonu doğurmaya elverişli olmasıdır. Yüksek mahkeme bir deri işletmesi işleten çalışanın deri yüklerini kaldırırken sarf ettiği efor nedeniyle fenalaşarak beyin kanaması olayını iş kazası olarak kabul ederken, (Yargıtay 9.11.1976 tarihli 10 HD 5736 E. 7910 K. Sayılı ilam) çalışanın iş takibi için gittiği yerde trafik sıkışıklığı nedeniyle kalp krizi geçirerek ölmesini iş kazası olarak kabul etmemiştir. (Yargıtay 10 HD 15.04.1975 tarih 1539 E. 2139 K. Sayılı ilam)

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, meydana gelmesi halinde de açıkça düzenlendiği üzere kazanın iş devam ediyorken meydana gelmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Kesinti olmamalıdır. Kesinti olmadığı ve işin yapıldığı esnada kazanın meydana geldiğinin ispat yükü de hak sahibi veya sigortalıdadır.

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, meydana gelme şeklindeki düzenlemede özellikle bir işverene bağlılık vurgulanmışsa da bu durum kendi nam ve hesabına çalışan kişiler için de uygulanılabilir bir durumdur. Burada elbette ki kendi nam ve hesabına çalışan kişi işin yürütülmesi için bir yerden başka bir yere gidebilir. Yolda geçen sürede olay meydana gelmiş ve bir zarar oluşmuş olabilir. Bu hallerde elbette ki mevzuatta belirlenen kurumun sağladığı haklardan faydalanacaktır.

d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, meydana gelecek bir kazada kendi nam ve hesabına çalışan kadının iş kazası hükümlerinden faydalanması pek olası görünmese de somut olayın içeriğine göre bir değerlendirme yapılması uygun olacaktır.

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazanın yine 4b kapsamında çalışan kişi için uygulanması somut olayın gereğine göre değerlendirmek uygun olacaktır. Zira 4b kapsamında çalışan kişi kendi aracıyla taksi şoförlüğü yapabilir, nakliye firmasına aracını kiralayarak bir fiil aracın şoförlüğünü yapabilir. Bu hallerde olayın diğer şartları sağlaması halinde iş kazası olarak kabulü gerekecektir.

İş Kazasının Bildirimi Sosyal Güvenlik Kurumunun İlgili Sosyal Güvenlik Merkezine Bildirilmesi: İş kazası geçiren çalışan geçirmiş olduğu kazanın tarihinden itibaren 1 ayı geçmemek üzere bildirimde bulunacak hale gelmesinden itibaren 3 iş günü içerisinde bağlı bulunduğu merkeze kazayı bildirmekle yükümlüdür. Bildirim geç yapılmasının yaptırımı ise bildirim tarihine kadar geçen süre için yapılacak geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemesidir. Geçici İş göremezlik ödeneği bildirim tarihinden sonraki dönem için ödenecektir.

Maluliyet Oranının Tespiti İşlemleri : Çalışan iş kazasını bildirmesinin ardından ilgili sosyal güvenlik merkezi tarafından öncelikle mağdurun ikametine yakın olan bir sağlık kuruluşuna sevki sağlanarak muayenesi sağlanır, muayene sonucu alınan raporların kuruma intikali neticesinde geçirdiği iş kazası nedeniyle yaşamış olduğu mağduriyetin derecesi belirlenir.  Maluliyetin derecesi mağdura gelir bağlanması, gelir oranının tespiti ve malul aylığı bağlanması veya emeklilik işlemleri bakımında önem arz etmektedir. Zira sosyal sigortalar kurumunun sağlayacağı sosyal hakların kazanımında belirlenecek oran yardımın niteliğini belirleyecektir. Örnekleyecek olursak  5510 sayılı SSGSSK’ya göre sigortalının malul sayılabilmesi için aranılan ilk şart çalışma gücünün en az %60 oranında kaybıdır. Buna göre, sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, 5510 sayılı kanun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını kaybettiği kurumca tespit edilen sigortalı malul sayılmaktadır. Ancak bu orana sahip kişilere malul aylığı bağlanmaktadır. Ancak oranın %10-60 arasında olması çalışana malul aylığı hakkı vermezken diğer şartların varlığı halinde sürekli iş göremezlik gelir hakkı verebilmektedir.

İş Kazası Sigortasının Sağladığı Haklar: Öncelikle bu haklardan faydalanabilmek için herhangi bir prim gün sayısı şartı bulunmadığını belirtmek isteriz.

1-Geçici İş Göremezlik Ödeneği : iş kazası ve meslek hastalığı halinde geçici iş göremezlik ödeneği yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.

2-Sürekli İşgöremezlik Geliri: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanmaktadır.

3-Ölüm Geliri: Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ya da iş kazası veya meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmesi sonucu sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirdir. Ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm geliri bağlanması için sigortalılık süresi, yaş veya prim ödeme gün sayısı gibi koşullar bulunmamaktadır. Kişi sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı gün iş kazası veya meslek hastalığı sonucu hayatını kaybettiği takdirde bile, hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmaktadır. Bu durumda hak sahipleri çalışanın eşi, çocukları anne ve babası olarak karşımıza çıkmaktadır.

4-Sağlık(Tedavi) Yardımları:5510 sayılı kanunun 63.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre iş kazası veya meslek hastalığının sebep verdiği iş göremezlik halinin azaltılması ve kaldırılması için ayakta veya yatarak hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler, ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal tedavisi, hasta takibi, diş protez uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavilerinin aynı kanunun 72 nci maddeye göre belirlenen tutarı, sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri kurum tarafından karşılanacaktır. Ayrıca hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevkinde, ayakta tedavilerde kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüş yol gideri ve gündelikleri; yatarak tedavilerde ise gidiş ve dönüş tarihleri için gündelikleri ile yol gideri Kurumca karşılanır. Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yatarak tedavileri sırasında, hekimin veya diş hekiminin tıbben göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin yatak ve yemek giderleri bir kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.