T.C.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/1004
K. 2023/918
T. 1.6.2023

İHYA DAVASI ( Her Ne Kadar Dava 5 Yıllık Hak Düşürücü Süreden Sonra Açılmış ise de Geçici 7. Maddenin 11. Fıkrası Gereği Şirketin Ticaret Sicilinden Re'sen Kaydının Silinmesi İçin Evvela Geçici 7. Maddenin 4/A ve 4/B Fıkralarında Gösterilen Hususların Yerine Getirmesi Gerektiği - Mahkemece Terkinden Önce Tebligatların Usulüne Uygun Yapılıp Yapılmadığının Araştırılmadığı ve Terkin İşleminin Usulüne Uygun Olup Olmadığının Denetlenmediği/Kararın Hatalı Olduğu )

TEBLİGATLARIN USULÜNE UYGUN YAPILMASI ( Mahkemece Davalıdan Tebliğ Belgeleri İstenerek Tebliğ ve İhtarların Geçici 7. Maddenin 4/A ve 4/B Fıkralarında Gösterilen Usule Uygun Yapılıp Yapılmadığının İncelenmesi Gerektiği - Tebliğ ve İhtarların Usulüne Uygun Olduğunun Tespiti Halinde Davanın 5 Yıllık Hak Düşürücü Süre Nedeniyle Reddine Karar Verilmesi Ancak Tebliğ İşlemlerinin Eksik veya Hatalı Olduğunun Tespiti Halinde ise 5 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Usulüne Uygun Bir Terkin İşleminden İtibaren Başlaması Gerektiği ) * HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İhya İstemi - Dava 5 Yıllık Hak Düşürücü Süreden Sonra Açılmış ise de Usulüne Uygun Bir Terkin Yapılmamış Olacağından Hak Düşürücü Sürenin Uygulanamayacağı Kabul Edilerek Esasa Girilmesi Gerektiği )

TASFİYE MEMURU ( Tasfiye Memuru Bildirmesi ve Bulması Yükümlülüğünün Davacıya Yüklenemeyeceği - Mahkemenin Şirketin En Son Temsilcilerini ve Ortaklarını Sormak Suretiyle En Son Temsilcilerinden Birisini ve Resen Uygun Gördüğü Başka Bir Kişiyi de Tasfiye Memuru Olarak Atayabileceği/Mahkemece Şirketin En Son Temsilcilerinin Tasfiye Memuru Olarak Atanması Halinde Herhangi Bir Ücret Takdirine de Gerek Bulunmadığı Dolayısıyla Mahkemenin Davayı Bu Gerekçelerle Reddetmesinin Doğru Olmadığı )

6102/m.547,Geç.7

ÖZET : Dava, ihya davasına ilişkindir.

Her ne kadar şirketin ticaret sicili kayıtları 6102 Sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereği silinmiş ve dava 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış ise de, Geçici 7. maddenin 11. fıkrası gereği şirketin ticaret sicilinden re'sen kaydının silinmesi için evvela Geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen hususları yerine getirmesi gerekmektedir. Mahkemece terkinden önce tebligatların usulüne uygun yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı ve terkin işleminin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece davalıdan tebliğ belgeleri istenerek tebliğ ve ihtarların geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen usule uygun yapılıp yapılmadığı incelenmelidir. Yapılacak inceleme sonucunda tebliğ ve ihtarların usulüne uygun olduğunun tespiti halinde davanın 5 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmeli; ancak tebliğ işlemlerinin eksik veya hatalı olduğunun tespiti halinde ise, 5 yıllık hak düşürücü sürenin usulüne uygun bir terkin işleminden itibaren başlaması gerektiği, usulüne uygun bir terkin yapılmamış olacağından hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı kabul edilerek esasa girilmesi gerekir.

Tasfiye memuru bildirmesi ve bulması yükümlülüğü davacıya yüklenemez. Mahkemece, şirketin en son temsilcilerini ve ortaklarını sormak suretiyle, en son temsilcilerinden birisini ve resen uygun gördüğü başka bir kişiyi de tasfiye memuru olarak atayabilir. Ayrıca, mahkemece şirketin en son temsilcilerinin tasfiye memuru olarak atanması halinde, herhangi bir ücret takdirine de gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla, mahkemenin davayı bu gerekçelerle reddetmesi de doğru olmamıştır.

DAVA : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23/11/2022 tarihli 2022/218 Esas ve 2022/1096 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; gereği görüşüldü:

KARAR : DAVA :

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... Ltd. Şti ve SGK Başkanlığı'na husumet yönelterek İzmir 1. İş Mahkemesi'nin 2021/301 Esas sayılı dosyasıyla hizmet tespiti davası açtığını, ... Ltd. Şti'nin 6102 Sayılı Kanun geçici 7. Maddesi uyarınca sicil kaydının resen silindiğini, İzmir 1. İş Mahkemesinde açtıkları davada taraf teşkilinin sağlanması açısından ihya davası açmaları için taraflarına süre verildiğini, ihyası istenilen ... Ltd. Şti'nin ticaret sicilinden sicil kaydının silinmeden önceki adresinin ... Sok. No:... ... Mah. ... /... olduğunu, şirketin 12.08.2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini, şirketin tasfiye / ek tasfiyesi için karar verilmesine ve ilgili işlemlerin yapılabilmesi için tasfiye memuru atanmasına belirterek ... Ltd. Şti'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :

Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olan Merkez-87801 sıra numarasına kayıtlı ... Ltd. Şti'nin 09.09.1998 tarihinde tescil edildiğini, sermayesinin 5.000,00 TL olduğunu, 6103 Sayılı Kanunun 20. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 Sayılı TTK geçici 7. Maddesi uyarınca "Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketlerle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin” m. 5/1-a fıkrası uyarınca 04.04.2014 münfesih sayılarak tescilli adresinde ihtarda bulunulduğunu, bu hususun 15.04.2014 tarihli 8550 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, yasal süresi içerisinde ihtara cevap verilmemesi nedeniyle 12.08.2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiğini ve 18.08.2014 tarihli 8633 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, 6102 Sayılı TTK geçici m. 7/15'e göre silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak ihya istenmesi gerektiğini, 12.08.2014 tarihinde silinme olduğundan bu tarihten itibaren 5 yıl geçmesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, yine silinme şartları yönünden tebliğ hükümlerinin uygulandığını, ihtarnamelerin keşide edildiğini, buna rağmen şirket yetkililerinin yasal süresi içerisinde müdürlüğe herhangi bir başvuruda bulunmadığını, TTK geçici m. 7/4 bendi gereğince ihtar ve ilanların usulüne uygun yapıldığını, bu maddenin “a” bendine göre tebligatın yapılmış sayıldığını, ...nün yasal hasım olması nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesince; "...İhyası istenen şirkete TTK md.547/2 uyarınca tasfiye memuru atanması için davacı vekiline tasfiye memuru olarak atanabilecek kişi ismi bildirilmesi hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş ise de; davacı vekilinin duruşmada alınan beyanına göre tasfiye memuru olarak atanması için bir isim bildiremedikleri ve tasfiye memuru için bir ücret yatırma durumunun davacı yönünden mümkün olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, dava konusu şirketin gerek davada temsili gerekse görülmekte olan dava sonrası şirketin sicil kaydı ile ilgili işlemlerin yapılmasının gerekli olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça her iki gerekliliğin birlikte yerine getirilmemesi söz konusudur. Zira; davacı tarafça sicilden silinen şirket ile ilgili iddiası bulunmakta ise bu iddianın araştırılması için uyuşmazlığın görülmesi ve incelenmesi için şirketin ihyası gerektiği, aynı zamanda sonrasında şirketin işlemlerinin takibinin sağlanması gerektiği, bu durumda istemin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Mahkememizce resen bir tasfiye memuru atanmasını gerektirir hukuki bir sebep tespit edilemediği gibi, atanmasına karar verilecek tasfiye memurunun harcadığı emek ve mesai için bir ücret takdiri gerektiği, bu gerekliliğin şirketin ihyasını isteyen tarafından yerine getirilmesi gerektiği bu durumda şirketin ihyası isteminin, gerek tasfiye memuru olarak atanması istenen kişi kimlik bilgisinin verilmemesi gerekse ücretin karşılanmayacağının bildirilmesi nedeniyle...'' gerekçesiyle; ''...davanın reddine..." şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili davacının ... Limited Şirketi ve SGK Başkanlığını hasım göstererek İzmir 1. İş Mahkemesinde 2021/301 E. Sayılı dosyası ile hizmet tespit davası açtığını, ... Limited Şirketi adli şirketin 6102 Sayılı Kanunun geçici 7.maddesi uyarınca sicil kaydının re'sen silindiğinin yapılan yargılamada ...nden gelen müzekkere cevabı ile taraflarınca öğrenildiğini, İş mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından İzmir 1. İş Mahkemesince taraflarına ihya davası açmaları için mehil verildiğini ve ... Limited Şirketi ihyası için taraflarınca dava açıldığını, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/218 E., 2022/1096 K. Sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve 23.11.2022 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek kendi davalarında gerek emsal kararlarda görüleceği üzere şirketin son ortak ya da temsilcilerinin tasfiye memuru olarak atanması gerekirken taraflarınca tasfiye memuru bilgilerinin verilmesinin yerinde olmadığını, davacı müvekkilinin huzurdaki ihya davasını hizmet tespit davasında taraf teşkilini sağlamak için açmak zorunda kaldığını, müvekkilinin imkanlarının kısıtlı olduğunu, gelirinin çok çok az olduğunu, mahkemece yargılama sırasında tasfiye memuru bulmaları için taraflarına süre verildiğini, taraflarınca gerekli araştırmaların yapıldığını fakat tasfiye memurluğu için talep edilen giderlerin müvekkili davacının karşılayabileceği boyutu aştığını, bu nedenle tasfiye memuru bulunamadığını, kaldı ki Antalya BAM 11. Hukuk Dairesi 2020/1164 E., 2020/977 K., 11.09.2020 tarihli kararının gerekçesinde de değinildiği gibi, davacıdan böyle bir kültefe katlanmasını istemenin hakkaniyete uygun olmadığını, şirketin son yetkilisinin/ortağının tasfiye memuru olarak atanarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; davada haklı olmaları ve hukuki yararları olmasına rağmen davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/218 E. - 2022/1096 K. Sayılı ve 23.11.2022 tarihli kararının istinaf incelemesiyle kaldırılmasına, ...nün sicilinde kayıtlı ... Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava; 6102 Sayılı TTK' nın Geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilden resen terkin edilen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.

Mahkemece; davacı tarafın tasfiye memurunun ismini bildirmediği ve tasfiye memuru ücretini yatırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

Davacının ihyasını istediği ... Ltd. Şti'nin 09.09.1998 tarihinde Merkez-87801 sicil numarası ile kurulduğu, sermayesinin 5.000,00-TL olduğu ve 6103 Sayılı Kanun m. 20/1 uyarınca sermayesinin zorunlu miktara yükseltilmemesi nedeniyle 6102 Sayılı TTK geçici 7. Maddesi uyarınca "Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketlerle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin" m. 5/1-a fıkrası uyarınca 04.04.2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresinde ihtarda bulunulduğu, aynı zamanda 15.04.2014 tarihinde 8550 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, bu ihtara da yanıt verilmemesi nedeniyle 12.08.2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği ve 18.08.2014 tarihinde 8653 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı belirlenmiştir.

Davacının tespit davası nedeniyle şirketin ihyası için dava açtığı, şirketin ihyasını istediği, şirket hakkında İzmir 1. İş Mahkemesi'nin 2021/301 Esas sayılı dosyasıyla açılan hizmet tespiti davasında davacının şirketin ihyasını istemesinde hukuki yararının bulunduğu açıktır.

1-)Öncelikle davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının tespiti gerekmektedir. Dava konusu şirketin 12/08/2014 tarihinde resen sicilden terkin edildiği, davanın 10/03/2022 tarihinde açıldığı ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu görülmektedir.

6102 Sayılı TTK'nın geçici 7/4. maddesi, “...nce; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmünü içermektedir.

Her ne kadar şirketin ticaret sicili kayıtları 6102 Sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereği silinmiş ve dava 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış ise de, Geçici 7. maddenin 11. fıkrası gereği şirketin ticaret sicilinden re'sen kaydının silinmesi için ...'nün evvela Geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen hususları yerine getirmesi gerekmektedir. Somut olayda, mahkemece terkinden önce tebligatların usulüne uygun yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı ve terkin işleminin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, mahkemece davalıdan tebliğ belgeleri istenerek tebliğ ve ihtarların geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen usule uygun yapılıp yapılmadığı incelenmelidir. Yapılacak inceleme sonucunda tebliğ ve ihtarların usulüne uygun olduğunun tespiti halinde davanın 5 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmeli; ancak tebliğ işlemlerinin eksik veya hatalı olduğunun tespiti halinde ise, 5 yıllık hak düşürücü sürenin usulüne uygun bir terkin işleminden itibaren başlaması gerektiği, usulüne uygun bir terkin yapılmamış olacağından hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı kabul edilerek esasa girilmesi gerekir. (Aynı yönde B.K.. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/11/2022 tarihli ve 2022/6723 esas - 2022/8422 karar sayılı ve 05/04/2022 tarihli ve 2021/6037 esas - 2022/2812 karar sayılı ilamları).

2-)Kabule göre ise; tasfiye memuru bildirmesi ve bulması yükümlülüğü davacıya yüklenemez. Mahkeme, ...nden şirketin en son temsilcilerini ve ortaklarını sormak suretiyle, en son temsilcilerinden birisini ve resen uygun gördüğü başka bir kişiyi de tasfiye memuru olarak atayabilir. Ayrıca, mahkemece şirketin en son temsilcilerinin tasfiye memuru olarak atanması halinde, herhangi bir ücret takdirine de gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla, mahkemenin davayı bu gerekçelerle reddetmesi de doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-)Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23/11/2022 tarihli 2022/218 Esas ve 2022/1096 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

2-)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-)İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),

4-)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,

5-)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

6-)Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.01.06.2023

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır